zam sampiyonu domates
merhaba arkadaşlar. 27 yaşındaki bir adam olarak yıllardır doğru düzgün bir imzam yok. insanlar artık dalga geçer oldu. düzgün bir imza bulmak için ne yapmak gerek?
merhaba arkadaşlar. 27 yaşındaki bir adam olarak yıllardır doğru düzgün bir imzam yok. insanlar artık dalga geçer oldu. düzgün bir imza bulmak için ne yapmak gerek?
0
beğendiğin bir imza örneğini kendi adına göre oluştur. sonra da boş kağıda bol bol pratik yap. zamanla elin oturur.
0
Bazı kaligraflar belli bir ücret karşılığı size imza buluyor. şahsen benim bir tanıdığım var, imzamı beğenmeme rağmen bi danışmayı düşünüyorum kendisine.
edit: imza tasarlıyor demek daha doğru.
edit: imza tasarlıyor demek daha doğru.
0
ben ressam alice x zhang'ın imzasını atıyorum :D çizdiği resimlerden imzasını keserek kendime şöyle bir şey hazırladım i.hizliresim.com 
buraya atarak çalışıyorum. seninde beğendiğin bi imza varsa yolla hazırlayayım böyle birşey :)
buraya atarak çalışıyorum. seninde beğendiğin bi imza varsa yolla hazırlayayım böyle birşey :)
0
benim gibi atatürk'ten kopya çek. el yazısıyla ismin baş harfi - nokta - soyad. en güzeli de böyle bence. abidik gubidik karalamaya gerek yok.
0
özel olarak bir imzaya gerek yok aslında. adam akıllı bir şey olsun yeter. şuan kullandığım çok saçma.
0
eyv hocam :) @buffy de vampir sayılır. atsın herkes imzasını yapayım böyle :)
0
nughun
Bir ben kaldım gibi. herkes hayranı bu dizinin. ben öyle izliyorum milletin yorumlarını. işler güçlere baktım bir süre ama sıkıyor. leyla ile mecnun nasıl akıcı mı? soru: Başlamalı mı?
Bir ben kaldım gibi. herkes hayranı bu dizinin. ben öyle izliyorum milletin yorumlarını. işler güçlere baktım bir süre ama sıkıyor. leyla ile mecnun nasıl akıcı mı?
soru: Başlamalı mı?
soru: Başlamalı mı?
0
Ben ilk iki bölümü çok beğenmemiştim ama devam ettim yine de devam ettim ve bayıldım l m ye.
0
Ben de izlemedim, izlemeyi de planlamiyorum. Absurd komedi severim ama sanirim sevdigim sekilde absurd degik
0
ilk 30 bölüm süper :D sonrası da güzel de bazı kişiler çıktığı için yavan gelmişti bana, ama yine de süper :)
0
ilk bölüm sıkıcı ikinci bölümden itibaren güzelleşiyor ama ilkini atlarsan o kadar güzel gelmez.
0
ben. birkaç kere denedim, sevdim de baya ama bölümler ÇOK uzun. izliyordum izliyordum hala bir arpa boyu yol almamış oluyordum. bölümün sonunda geldiğimde başını çoktan unutmuş oluyordum falan. 20 dakikalık çıtır çerez komedi dizilerinde bile dikkat toplamakta zorlanan birisi olarak türk dizi formatı bana uygun değil sanırım.
0
izlemedim ve bir aksilik olmazsa da bir ömür izlemem. bir sherlock'a, game of thrones'a bir de bu diziye bakıyorum da. yok mümkün değil.
0
milyon dolarlık bütçeli yapımlarla leyla ile mecnunu kıyaslayan kafaya ulaşmak güzel olsa gerek.
0
atlama. ilk iki bölümü sıkılsan da izle. sonraki bölümlerde lazım olacak. ben bu sahneyi niye görmedim ya dersin. izle mutlaka.
0
Hiç izlemedim. Bir iki vtr'sini gördüm, oyuncu kadrosunu da seviyorum, belki günün birinde izlerim. Çok güzel şeyler duydum ama vtr'ler izlemek konusunda heveslendirmedi.
0
anti-kahraman
Yav herkes eski soruları çöz yeter diyor ama örneğin sözel mantık sorularında bazen tıkanıyorum, hiç çözmediğim için olabilir. Bir kaynak ya da video önerisi olan var mı?Bir de birkaç deneme yaptım 76-80 puan arası bir şeyler aldım. 85-90 arası bir hedef koydum ama mantık sorularını yapabiliyorum de
Yav herkes eski soruları çöz yeter diyor ama örneğin sözel mantık sorularında bazen tıkanıyorum, hiç çözmediğim için olabilir. Bir kaynak ya da video önerisi olan var mı?
Bir de birkaç deneme yaptım 76-80 puan arası bir şeyler aldım. 85-90 arası bir hedef koydum ama mantık sorularını yapabiliyorum demeden olmayacak gibi.
Bir de birkaç deneme yaptım 76-80 puan arası bir şeyler aldım. 85-90 arası bir hedef koydum ama mantık sorularını yapabiliyorum demeden olmayacak gibi.
0
test kitaplarında sıralama seçme tarzında klasik tipte sorular var. Ales'te genellikle orjinal tipte soruyorlar. Yani ne kadar pratik yapsa da biraz o anki duruma kalmış bir şey bence. Çalışılacak bişey değil bana göre. Kaynaklarda hep klasik tip soruları anlatıyorlar.
0
comeon
bundan altı ay sonra iş yerim ulus'a akm durağının oraya taşınacak. 4 ay sonra evleneceğiz. Ankara'yı çok bilmiyoruz, ev bakıyoruz. Herkes gibi evin yeni, yeni değilse bile içinin bakımlı olmasını istiyoruz.Yeni evlenen arkadaşlar genelde eryaman tarafını tercih ediyormuş ama ben sırf site ve yeni b
bundan altı ay sonra iş yerim ulus'a akm durağının oraya taşınacak. 4 ay sonra evleneceğiz. Ankara'yı çok bilmiyoruz, ev bakıyoruz. Herkes gibi evin yeni, yeni değilse bile içinin bakımlı olmasını istiyoruz.
Yeni evlenen arkadaşlar genelde eryaman tarafını tercih ediyormuş ama ben sırf site ve yeni bina diye o kadar uzağa gitmek istemiyorum. İlk etapta arabamızda olmayacak çünkü. Ayrıca orada yolu bahane edip asosyal gibi evde otururuz gibi geliyor. O yüzden sizlerden semt mahalle önerileri bekliyorum. Bir kültürel etkinlik yapmak istediğimizde yol gözümüzde büyümesin kiralar uçuk olmasın max. 1000 tl.
Teşekkürler...
Yeni evlenen arkadaşlar genelde eryaman tarafını tercih ediyormuş ama ben sırf site ve yeni bina diye o kadar uzağa gitmek istemiyorum. İlk etapta arabamızda olmayacak çünkü. Ayrıca orada yolu bahane edip asosyal gibi evde otururuz gibi geliyor. O yüzden sizlerden semt mahalle önerileri bekliyorum. Bir kültürel etkinlik yapmak istediğimizde yol gözümüzde büyümesin kiralar uçuk olmasın max. 1000 tl.
Teşekkürler...
0
kurtuluşta evler eski genelde ama bakımlı ev bulunabilir sanırım. yakın da sayılır ulusa.
ben de ev arıyorum bu arada ankarada :) en geç 1-2 hafta içinde ankaraya taşınıyorum.
ben de ev arıyorum bu arada ankarada :) en geç 1-2 hafta içinde ankaraya taşınıyorum.
0
eryaman demeyin demişsiniz de en iyi tercih eryaman yada batıkent. asosyal olmazsınız eryamanda merak etmeyin ev açısından ve ulaşım açısından bu ikisi dışında önerebileceğim pek yer yok.
0
Eryaman'da oturuyorum, yol gözümde inanılmaz büyüyor Kızılay'a vs giderken. Gidişi ayrı dert, dönüşü ayrı dert. Eskiden sanki daha kısa sürede geliyordu 541 mesela Kızılay'dan, ya da cidden "yol gözümde büyüyor" :|
0
batıkent. gayet yeni evler var; o paraya müstakil ev bile bulursunuz.
0
AKM durağı'na yakınsa . bence Yenimahalle'den (ışınlar mahallesi-miralay nazım bey sok. civarı) ev bakabilirsiniz. ivedik cd'si üzerinden Ulus dolmuşları geçiyor ve ya ivedik-yenimahalle metro duraklarına yakın olması iyi olur. varlık mahallesi filanda olabilir .
0
kimse seçenek olarak görmemiş sanırım ama aydınlıkevler, güneşevler civarı da düşünülebilir. ulusa, kızılaya, tunalıya falan uzak değil ve kiralar da nispeten uygun.
0
şimdi şuradan başlayayım...ulus için bir ulaşım problemi yok ankara'nın en ücra yerinden bile ulus'a araç var...
yazdıklarınızdan yola çıkarak size buraları önerebilrim...
küçükesat
köroğlu
büyükesat
nenehatun
birlik cad.
kavaklıdere
kızılay mah.
bahçelievler
yenimahalle
batıkent (ben özellikle ilk yerleşimi severim)
kolej
kocatepe
ayrancı
güvenlik cad.
paris cad.
buralarda 1000 liraya gayet güzel evler bulunabilir...kültürel - eğlence aktivitelere ulaşmak için yeterince iyi lokasyonlar bunlar... Ama bana genel olarak soracak olursan çankaya'da tutun abisi evi...içi bakımlı eski çankaya apartmanları bulabilirsiniz ve gerçekten çok güzeller...
yazdıklarınızdan yola çıkarak size buraları önerebilrim...
küçükesat
köroğlu
büyükesat
nenehatun
birlik cad.
kavaklıdere
kızılay mah.
bahçelievler
yenimahalle
batıkent (ben özellikle ilk yerleşimi severim)
kolej
kocatepe
ayrancı
güvenlik cad.
paris cad.
buralarda 1000 liraya gayet güzel evler bulunabilir...kültürel - eğlence aktivitelere ulaşmak için yeterince iyi lokasyonlar bunlar... Ama bana genel olarak soracak olursan çankaya'da tutun abisi evi...içi bakımlı eski çankaya apartmanları bulabilirsiniz ve gerçekten çok güzeller...
0
koskoca kirpi
Kastım muadillerine göre neden ucuz? Kazası yok diyor, kilometresi de çok yok, hem de galeriden?http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-chevrolet-ozkumak-motors-hatasiz-2010-model-chevrolet-cruze-1.6-ls-263541562/detay
Kastım muadillerine göre neden ucuz? Kazası yok diyor, kilometresi de çok yok, hem de galeriden?
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
0
bildiğim sebep chevy türkiye pazarından çekildi. devamı gelmeyecek, servisini opel sürdürecek, parça bulmak zorlacaşak vs.
ikincisi şahit olmadım ama chevy'ler çok yakıyor diyorlar. öyle böyle değilmiş şehiriçi. içiyormuş.
ikincisi şahit olmadım ama chevy'ler çok yakıyor diyorlar. öyle böyle değilmiş şehiriçi. içiyormuş.
0
hatasızdır kısmını vurguladıklarına göre kesinlikle kazalı. hukuki olarak kendilerini garantiye almışlar sanırım.
0
Aliyim da biniyim deniliyorsa artik şavrole alinmaz. Boyle bir marka artik tr'de yok. Elinizde patlar yarin birgun satiyim deseniz.
Ayrica kesin buyuk kazalidir ama serviste yapilmistir.
Ayrica kesin buyuk kazalidir ama serviste yapilmistir.
0
Bence bir galeri kazasızsa özellikle KAZASIZ diye belirtir ve hatta "dilediğiniz yere gösterebilrisiniz" derdi.
0
Chevroleler baya ucuzladi cekilme olayindan sonra. 30 kusurlere 2011 otomatikler var. 30-36 araliginda elden cikariyor millet.
Ha o fiyata saglam marka alayim dersen 15 yasinda tenekeden hallice aliniyor. Chevroleler eli yuzu duzgun ama gucsuz cok yakan araclar.
Tercih meselesi yani.
Ha o fiyata saglam marka alayim dersen 15 yasinda tenekeden hallice aliniyor. Chevroleler eli yuzu duzgun ama gucsuz cok yakan araclar.
Tercih meselesi yani.
0
buffy de vampir sayılır
https://youtu.be/aMTQfHhiHl4?t=5454
0
0
bana bant(yayına verilen kasetin bantı mı artık yani nasıl yayınlanıyor bilmiyorum teknik olarak fakat) olması gereken hızından biraz yavaş sarmış ondan olmuş gibi geldi. dizi kasedine hücum kayıtla müzik koymayacaklarına göre yanlış çalınmış bir şeyin gözden kaçabileceğini sanmıyorum.
0
bozukluk var da müzikten değil sanki montajla alakalı gibi. hani kaset sarar hızlanır ya ses ya da yavaşlar onun gibi bir bozukluk algıladım ben.
0
nota yanlış çalınmıyor, kayıtta ya da kaydın aktarılmasında bir sıkıntı var. arkadaki piyanoya dikkat edin, iki enstrüman da aynı anda saçmalıyor.
0
bunaldım a dostlar
sb. umarım iyisinizdir...
sb. umarım iyisinizdir...
0
iyiyim mantı yaptım yedim kitap okuyorum :3 arada aklıma bazı şeyler gelmese daha iyi olurdum.
0
hastayım günlerdir. dışarı çıkamıyorum, ilaç kullanamıyorum. acı içindeyim, kendi kendine geçmesini bekliyorum hayattan soğudum :(
0
eh idare eder. evde çok sıkıldım hava da fena. yarın kar yağsa da çıkmaya karar verdim. en kötü avm gezerim.
0
normalde pazar gunlerı bu saatler ıcıme fenalık basardı ama kar gelecek dıye heyecanlıyım, iyiyim.
0
idare ediyoruz. aranızda ankaralı var mı bu arada dostlar? bi ev kiralama durumu var da :)
0
finallere çalışmaya çalışıyorum ama olmuyor. deli kaynanam sevgilimle aramı bozacak gibi. acil sigaraya ihtiyacım var ama dışarda fırtına var adımımı atamıyorum
0
Cok bunaldim bi kafa dagitmak istiyorum ama vakit yok. Enerjim cekilmis gibi hissediyorum.
@buffy ankaradayim ben sorulari alabilirim :)
@buffy ankaradayim ben sorulari alabilirim :)
0
roket adam
ya paso çalışmışın, haftasonu dışarı çıkmışsın afedersin güzel bi kızla buluşmuşsun hoppidi oynamışsın falan türlü türlü serserilik, sonra pazar günü sabah 10'da eve gelmişsin, kahvaltıdan sonra bir de görüyorsun ki annen bi milyon tane ıvır zıvır almış. böyle yok yemek takımı, yok çatal bıçak takım
ya paso çalışmışın, haftasonu dışarı çıkmışsın afedersin güzel bi kızla buluşmuşsun hoppidi oynamışsın falan türlü türlü serserilik, sonra pazar günü sabah 10'da eve gelmişsin, kahvaltıdan sonra bir de görüyorsun ki annen bi milyon tane ıvır zıvır almış. böyle yok yemek takımı, yok çatal bıçak takımı, yok o bu falan. babamla birlikte paketleyip poşetleyip depoya kaldırıyorlar. dedim bunlar ne. seni evlendiricez öyle eli boş elin kızına verecek halimiz yok diyolar.
ya tamam 26 yaşındayım iyi hoş da evliliğe bayaa uzakken, ben de ebeveynlerimi de bodrum'da, çeşme'de, maldivler'de görmek isterken, onlar borca girmeye devam edip abuk subuk şeyler alıyorlar paso. ki hadi aldın ben evlenene kadar modası geçmeyecek mi. gelin hanım beğenecek mi. ben beğenicem mi. yok bunlar sorgulanmıyor. evi bir sürü saçma sapan koliyle doldurdular. özellikle de söylüyorum iki tane tabak çanak alacak param yoksa niye evleneyim diye, öyle denmez diye kızılıyor yine.
negatif şeyler söyleyince de kırılıyorlar. diyorum bari kenara para atın, o da yok. illa çeyiz alınacak. yahu bu nasıl bir gelenektir aq. sizde böyle bir şey oldu mu merak ettim bi konu olsun dedim.
ya tamam 26 yaşındayım iyi hoş da evliliğe bayaa uzakken, ben de ebeveynlerimi de bodrum'da, çeşme'de, maldivler'de görmek isterken, onlar borca girmeye devam edip abuk subuk şeyler alıyorlar paso. ki hadi aldın ben evlenene kadar modası geçmeyecek mi. gelin hanım beğenecek mi. ben beğenicem mi. yok bunlar sorgulanmıyor. evi bir sürü saçma sapan koliyle doldurdular. özellikle de söylüyorum iki tane tabak çanak alacak param yoksa niye evleneyim diye, öyle denmez diye kızılıyor yine.
negatif şeyler söyleyince de kırılıyorlar. diyorum bari kenara para atın, o da yok. illa çeyiz alınacak. yahu bu nasıl bir gelenektir aq. sizde böyle bir şey oldu mu merak ettim bi konu olsun dedim.
0
ben altı ay sonra evleniyorum. ben de böyle bir şey olmadı. annem gizliden gizliden bir şeyler almış olabilir ama çok fazla bir şey almamıştır çok büyük ihtimalle.
0
hayır tabiki bişi almadılar. evlenirken para verdiler istediklerimizi biz kocamla gidip aldık. çeyiz falan saçmasapan işler.
0
benımkı hıc sallamaz boyle seylerı, begenmezsınız zaten zamanı gelınce cıkar alırız 2 gunluk ıs der. yanı kız arkadaslarımdan duyuyorum onların aılesı ugrasıyor da erkek aılesı ıcın pek duymadım.
0
yok valla. ananem annem falan hep der para olduktan sonra çeyiz mevzu bile değil. zamanı gelince 2 günde halledilir der. ha ananem gezmelerde neyin masa örtüsü dantel falan yapıyo ama o da kendine vakit geçirtmelik. siz gençler kullanmazsınız ama hatıra kalsın der.
0
Ben evlenemeyeceğimi ta lisedeyken anlamış ve çeyiz hazırlatmamıştım. Kızlar için genelde o yaşlarda çeyiz hazırlığına başlanır, dantel örtüler, bornozlar, havlular vs.. iyi ki de hazırlatmamıştım, çok komik olurdu bu yaşımda çeyiz var koca yok falan.
Olmayan biri için hazırlığa girişmeyi çok enteresan bulmuşumdur hep.
Olmayan biri için hazırlığa girişmeyi çok enteresan bulmuşumdur hep.
0
annemin oğlu da var da bi kere 3 tane kızı var daha bize bir çöp almadı (çok eskiden dantel mantel yapardı onları da zaten kullanmayız dedik onlardan da vazgeçti, etraftan yapıyorlar, annem yapmıyor senelerdir)
annemin mottosu "para olsun hepsi bir günde alınır"
evlenen kim o da ayrı tabi ben evlenmem de meraklı bir kardeşim var bakalım evlenirse görecez, ne yapacaklar. çünkü bizim bir başka genel tavrımız da (kızlar olarak) aileye yük olmamak, ben daha 5 kuruş yük olmadım para aldıysam da borç aldım. kardeşim evlenirse şunu da biz alalım derler muhtemelen ona alırlarsa bu sefer diğer kızlara da yapalım haksızlık olmasın da derler, çok çocuklu ailelerde öyle şeyler var.
erkek kardeşim içinse tabak çanak alacaklarını ben hiç zannetmiyorum... öyle şeyler kadının zevki, gelin hanım alsın. ama altın alacaklardır-annene bunu desene madem erkek anası hepsinden önce altın alır sen altını hazırladın mı diye :P. bir de artık kız tarafı ne derse :P bizimkiler yeterki kavga gürültü olmasın diye ne denilirse alırlar. fakat şu anda hiç bişey almadılar.
yalnız etrafta mesela şunları duydum
erkeğin annesi danteline kadar örmüş vermiş, gelin hanım o dantelleri tuvalete sermeyi uygun görmüş...kavga kıyamet olan var. k.validenin geline, (torun olunca) kızım bunları kaldırsan mı, ben daha öremem yaşlandım, toruna benden hatıra verelim dediğini duydum birinde de mesela çok etkili kriz yönetimi, takdir ettim.
yine yorganlar, battaniyeler neler neler alıp/yapıp duran bir komşumuz vardı. oğlu 24 yaşında trafik kazasında öldü, kadın kafayı yedi biraz. bu acı bir vaka ama bunun dışında alıp duranlardan keşke almasaydım hep modası geçti hem de yer sorunu var diye çok duyuyorum.
annene bu cevabımı okut :)
annemin mottosu "para olsun hepsi bir günde alınır"
evlenen kim o da ayrı tabi ben evlenmem de meraklı bir kardeşim var bakalım evlenirse görecez, ne yapacaklar. çünkü bizim bir başka genel tavrımız da (kızlar olarak) aileye yük olmamak, ben daha 5 kuruş yük olmadım para aldıysam da borç aldım. kardeşim evlenirse şunu da biz alalım derler muhtemelen ona alırlarsa bu sefer diğer kızlara da yapalım haksızlık olmasın da derler, çok çocuklu ailelerde öyle şeyler var.
erkek kardeşim içinse tabak çanak alacaklarını ben hiç zannetmiyorum... öyle şeyler kadının zevki, gelin hanım alsın. ama altın alacaklardır-annene bunu desene madem erkek anası hepsinden önce altın alır sen altını hazırladın mı diye :P. bir de artık kız tarafı ne derse :P bizimkiler yeterki kavga gürültü olmasın diye ne denilirse alırlar. fakat şu anda hiç bişey almadılar.
yalnız etrafta mesela şunları duydum
erkeğin annesi danteline kadar örmüş vermiş, gelin hanım o dantelleri tuvalete sermeyi uygun görmüş...kavga kıyamet olan var. k.validenin geline, (torun olunca) kızım bunları kaldırsan mı, ben daha öremem yaşlandım, toruna benden hatıra verelim dediğini duydum birinde de mesela çok etkili kriz yönetimi, takdir ettim.
yine yorganlar, battaniyeler neler neler alıp/yapıp duran bir komşumuz vardı. oğlu 24 yaşında trafik kazasında öldü, kadın kafayı yedi biraz. bu acı bir vaka ama bunun dışında alıp duranlardan keşke almasaydım hep modası geçti hem de yer sorunu var diye çok duyuyorum.
annene bu cevabımı okut :)
0
Valla aynı şeyi benim kayınvalidem yapmış. Şu an dolaplarımın içi çıfıt çarşısı gibi, hamam açsam havlu eksigim yok öyle diyeyim, ve daha benim çeyizlerin bir kısmı baba evinde bekliyor. Yapmasınlar yani gercekten hora geçmekten çok külfet oluyor. Keşke yapmasaymış da kendi sevdigim esyaları alıp kullanabilseydim diyorum hep, yepyeni şeyler atılmıyor satılmıyor da.
0
Onları hayatta motive ve mutlu eden şey bu. Takma o kadar.
Elektronik ve beyaz eşya olayına giriyorlarsa durdur ama. Zamanı gelince alırsın, boşuna 5 senelik teknolojiyle evlenme.
Elektronik ve beyaz eşya olayına giriyorlarsa durdur ama. Zamanı gelince alırsın, boşuna 5 senelik teknolojiyle evlenme.
0
tencere tava değil de dantel yapıldı. hatta annem özel telkırma derslerine gitti, masa örtüsü yaptı bana. hepsini de kullanıyorum. anneannemden kalan dantelleri değerlendiriyorum. gözünüzde plazma tv üzerine dantel canlanmasın yalnız. mesela annemde dantelli perdeler var, anneannemin tepsi için diktiklerini birleştirmişti kumaş üstüne.
bi de kütahya porselen'den çay takımı aldırmıştım. bi de iran halımız var.
çeyiz severim valla :)
bi de kütahya porselen'den çay takımı aldırmıştım. bi de iran halımız var.
çeyiz severim valla :)
0
buffy de vampir sayılır
bir iki tane sormak isteyip de soramadığım soru var. olsaydı güzel olmaz mıydı böyle bir yol?
bir iki tane sormak isteyip de soramadığım soru var. olsaydı güzel olmaz mıydı böyle bir yol?
0
ikinci bir hesabım yok benim işte. gerek de duymuyorum çoğu zaman. ama en kolay çözüm bu sanırım.
0
abi çok ilginç değil mi ya... insanda bir "bu nickle tanınıyorum, başka nick lazım" algısı oluşuyor. Ben taa üyelik açıkken ikinci hesap almıştım 18+ sorularım olursa diye, nadiren kullanıyorum. Sonra sözlük hesabım oldu hala var, burada hiç kullanmadım :D Bu nickle başladım diye böyle gidiyor.
diyeceğim o ki, illa lazımsa bağış yap 5-10 lira al bi hesap daha.
diyeceğim o ki, illa lazımsa bağış yap 5-10 lira al bi hesap daha.
0
anonim bir ortamda anonim olsak demek biraz garip geldi. tabii mesajlasip tanistigin insanlarla gercek hayatta gorusuyor olabilirsin, sen de haklisin. benimki anlikti. yalniz bence sinirsiz anonim hakki da olabilir. sadece gerektiginde moderatorler bilsin. sacma sapan bir sekilde kullandiginda falan. bu olabilir.
0
voyage
Geçenlerde yurt dışından dönerken Uçakta tanıştığım bir kız arkadaşı kahvaltıya davet ettim.Az sonra eve gelecek :) Dolapta Tarihi geçmiş ''Sushi'' var.Çay demledim. Sushi ve Çay ikram etsem. Ayıp olur mu acaba?(Stokta 5 şişe de Ayran var.)
Geçenlerde yurt dışından dönerken Uçakta tanıştığım bir kız arkadaşı kahvaltıya davet ettim.
Az sonra eve gelecek :) Dolapta Tarihi geçmiş ''Sushi'' var.
Çay demledim.
Sushi ve Çay ikram etsem.
Ayıp olur mu acaba?
(Stokta 5 şişe de Ayran var.)
Az sonra eve gelecek :) Dolapta Tarihi geçmiş ''Sushi'' var.
Çay demledim.
Sushi ve Çay ikram etsem.
Ayıp olur mu acaba?
(Stokta 5 şişe de Ayran var.)
0
yeni troll'ümüz sensin herhalde. gün geçmiyor ki "salak mı bu herif" dedirtmediğin bir duyuru açılmasın.
çok rica ediyorum ayar vermek için zahmete girme, "şişe git duvara işe" falan diyeceksin biliyorum. ben senin için kendime ayar verdim bak.
çok rica ediyorum ayar vermek için zahmete girme, "şişe git duvara işe" falan diyeceksin biliyorum. ben senin için kendime ayar verdim bak.
0
Der meister e duygularima tercuman oldugu icin tesekkur ediyorum. Illa mallik yapicam diyosaniz da biraz daha yaratici olun, sabah sushi ikram etsem nedir ya?
0
Soru; ''Sushi ve Çay'' ile Kahvaltı Mümkün mü ?
Cevap; ''şişe git duvara işe'' :)
Aşağıdaki yorumları görünce,yukarıdaki sözde yazarları pek iplemedim.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
Cevap; ''şişe git duvara işe'' :)
Aşağıdaki yorumları görünce,yukarıdaki sözde yazarları pek iplemedim.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
mete kudur
yani; bebeklik ve çocuklukaa ki anneye/annelerine olan düşkünlüğüergenlikte ki saygı gençlikte ki koruma içügüdüsüyani mesela çocuklukta anneye ihtiyaç duymasalar dahi, ihtiyaçları giderilse dahi sürekli anneyi aramaları, özlemeleri ?
yani; bebeklik ve çocuklukaa ki anneye/annelerine olan düşkünlüğü
ergenlikte ki saygı
gençlikte ki koruma içügüdüsü
yani mesela çocuklukta anneye ihtiyaç duymasalar dahi, ihtiyaçları giderilse dahi sürekli anneyi aramaları, özlemeleri ?
ergenlikte ki saygı
gençlikte ki koruma içügüdüsü
yani mesela çocuklukta anneye ihtiyaç duymasalar dahi, ihtiyaçları giderilse dahi sürekli anneyi aramaları, özlemeleri ?
0
Annenin rahminde 9 ay bekliyoruz. Onun vitaminini, proteinini vs sömürüyoruz. Dünyaya geldikten sonra da ondan beslenmeye devam ediyoruz. En çak vakti onunla geçiriyoruz. Bunlardan dolayı olabilir.
Annem küçükken beni dövdüğünde anneee diye ağlardım. Benim gibi birçok insan vardır sanırım.
Annem küçükken beni dövdüğünde anneee diye ağlardım. Benim gibi birçok insan vardır sanırım.
0
Oncelikle "anne" degil "anne figuru" aranir. Olay direkt biyolojik bag degil yani. Tipki baba figuru arandigi gibi. Eger ibtiyaclari karsilanirsa anne figuru yerinde bakici, anneanne, hala ve hatta baba da olabilir (erkeklerin bu figuru doldurmasi daha zor ama imkansiz degil)
Dogum oncesi ve dogumdan itibaren de primer bakim cogunlukla annede. Ilk 2 ay zaten bebekte guven duygusu olusuyor. O dunyanin degil, dunya onun bir uzantisi. Aciktiginda kendinin olan biseyin ona sunulmamasi kadar guven kirici bir sey olamaz. Bu donemdeki patolojik yaklasimlar guven ile ilgili sikintilara neden oluyor ilerde
Mesela cocuk esirgemedeki cocuklar ya kimseye guvenmez ya da gelen herkesi annesi babasi yerine koyar (eger bu yenidogan doneminde yeterli ilgi alaka saglanmamissa)
Bi de ortadogu toplumlarinda sacimi supurge ettim yemedim yedirdim ajitasyonu var, o da cocuk biraz buyuyunce kafasina islenmeye basliyor
Normalde primer figurler cocugun yasaminda anne, ogretmen, arkadas, kendisi seklinde gider. Yani ergenlikte anneye saygiyi abartiyorsa bunda da bi sikinti vardir
Dogum oncesi ve dogumdan itibaren de primer bakim cogunlukla annede. Ilk 2 ay zaten bebekte guven duygusu olusuyor. O dunyanin degil, dunya onun bir uzantisi. Aciktiginda kendinin olan biseyin ona sunulmamasi kadar guven kirici bir sey olamaz. Bu donemdeki patolojik yaklasimlar guven ile ilgili sikintilara neden oluyor ilerde
Mesela cocuk esirgemedeki cocuklar ya kimseye guvenmez ya da gelen herkesi annesi babasi yerine koyar (eger bu yenidogan doneminde yeterli ilgi alaka saglanmamissa)
Bi de ortadogu toplumlarinda sacimi supurge ettim yemedim yedirdim ajitasyonu var, o da cocuk biraz buyuyunce kafasina islenmeye basliyor
Normalde primer figurler cocugun yasaminda anne, ogretmen, arkadas, kendisi seklinde gider. Yani ergenlikte anneye saygiyi abartiyorsa bunda da bi sikinti vardir
0
buffy de vampir sayılır
şeklinde? önceden birkaç sn önce değil miydi? birkaç gündür birkaç saniye sonra yazıyor yeni bir cevap geldiğinde sorunuza.edit: görsel eklendi.
şeklinde? önceden birkaç sn önce değil miydi? birkaç gündür birkaç saniye sonra yazıyor yeni bir cevap geldiğinde sorunuza.
edit: görsel eklendi.
edit: görsel eklendi.
0
buffy de vampir sayılır
kadınlar da rüyalanır mı?
kadınlar da rüyalanır mı?
0
Güzel soru. Bence hayır. Varsa da çok azdır. Kadınlar, bizim gibi kafayı seksle bozmadığı için bilinçaltında bu tür rüyalar görmüyorlardır sıklıkla
0
kadınlar kafayı seksle bozmazsa kafayı bozuyorlar. paradoksal di mi?
konuyla ilgili seinfeldin bi bölümü vardı. abartılı ama gerçekçiydi bence.
cinselliğin kadından götürüsü 9 ay ve türlü sıkıntılı doğum/doğum sonrası. o yüzden sadece biz erkeklerden daha az istiyor gibi görünüyorlar. gel gör ki cinsel güdüyü arttıran hormonlar bile aynı.
konuyla ilgili seinfeldin bi bölümü vardı. abartılı ama gerçekçiydi bence.
cinselliğin kadından götürüsü 9 ay ve türlü sıkıntılı doğum/doğum sonrası. o yüzden sadece biz erkeklerden daha az istiyor gibi görünüyorlar. gel gör ki cinsel güdüyü arttıran hormonlar bile aynı.
0
@biz siz onlar bensiz daha mutlular
erkekler kafayı seksle bozduğu ya da bilinçaltında olduğu için olmuyor ki bu. erkek olduğu için oluyor. iki üç günde bir vücut sperm atıyor.
erkekler kafayı seksle bozduğu ya da bilinçaltında olduğu için olmuyor ki bu. erkek olduğu için oluyor. iki üç günde bir vücut sperm atıyor.
0
@sana guluyorum sadece, bi nevi kadınların yumurta atması gibi biz de sperm mi atıyoruz vücuttan? farklı amaçlar doğrultusunda olsa da.
0
yumurta atmak sperm atmanın daha acılı, sperm atma yumurta atmanın daha zevkli bir versiyonu.
heterogaminin doğru tarafında olmayı seviyorum lan.
heterogaminin doğru tarafında olmayı seviyorum lan.
0
m e b
Gördükçe midem bulanıyor insanlık adına. Zannedersin ki kainat padişahını doğurmuş, insanlığın veya evrenin sürekliliği görevini kendi bebeğine veya çocuğuna vermişler de bu yüzden tüm insanlık anne-çocuğun şımarıklarını çekmek zorundaymış gibi. Paylaşımcılık, sınır, had bilme, terbiye, ahlak, empat
Gördükçe midem bulanıyor insanlık adına. Zannedersin ki kainat padişahını doğurmuş, insanlığın veya evrenin sürekliliği görevini kendi bebeğine veya çocuğuna vermişler de bu yüzden tüm insanlık anne-çocuğun şımarıklarını çekmek zorundaymış gibi. Paylaşımcılık, sınır, had bilme, terbiye, ahlak, empati, görev paylaşımı kavramlarından bihaber çocuk yetiştiren, çocuğunun hatalarını "ehehhee bizim oğlan pek bir hiperaktif canıııım " diye aklayan ve çocuğuna "ben hata yaptım" gibi öz eleştiri yapma fırsatını tanımayan bu yeni nesil anneler cidden aşırı derecede itici değil mi? Bunlar, bozuk neslin mimarı olmayacak mı ileride?
Ben mi abartıyorum?
Bizim zamanımızda "Bak, kardeşinle paylaş, tek sen yoksun", "elindekini paylaş ki o da seninle elindekini paylaşsın", "Hatanı kabullen, sorumluluğunu bil, başkasına yıkma" denilirdi en azından. Şimdiki annelerden böyle dediklerine çok çok azına tanıklık ettim. Sizin çevrenizde nasıl?
Ben mi abartıyorum?
Bizim zamanımızda "Bak, kardeşinle paylaş, tek sen yoksun", "elindekini paylaş ki o da seninle elindekini paylaşsın", "Hatanı kabullen, sorumluluğunu bil, başkasına yıkma" denilirdi en azından. Şimdiki annelerden böyle dediklerine çok çok azına tanıklık ettim. Sizin çevrenizde nasıl?
0
diyelim ki, anlattiginiz gibiler... niye oyle davrandiklarini da dusunmemiz lazim. "anneler"i toplumdan ve zamandan bagimsiz dusunemeyiz, neticede...
0
Cevremde bebegi olan anne yok ama instagramdan bir cok anneyi takip ediyorum o da sirf bebekleri cocuklari icin. Masallah diye diye ekrandan seviyorum hepsini. Ama anneleri o kadar itici o kadar olur yani.
0
insan her zaman kendini göstermek isteyenleri görür, bunlara odaklanır. saydığın şekilde 20-30 anne varsa, 70 tane "normal" anne vardır ama sen bunları görmezsin çünkü onlar instagram'a çikolata fotoğrafı koyup "bizim çocuklar bunu paylaşıyor, pek uslular maşallah" ya da "geçen baktım şımardı, bastım tokadı amk çocuk böyle yetiştirilir!!!!!1" yazmazlar. sen arızaları görüyorsun çünkü onlar kendilerini gösteriyor.
yeni neslin fazla şımarık ve insanların artık aşırı duyarlı olduğu konusuna katılıyorum ama. son yıllarda özellikle göçmenlerle birlikte artan inanılmaz bir ılıklık, politik doğruculuk durumu söz konusu. zenciye zenci diyemiyosun mesela, afro amerikan falan oluyo. lan adam zenci işte aq, küfür mü ettik hakaret mi ettik? zencilik utanılacak, ayıplanacak bir şey mi? ben zencinin daniskasıyım. işte ondan sonra çocuklara muamele konusunda örneğin, ben kesinlikle şiddet uygulanmasına karşıyım ve kendim de büyürken anamdan babamdan tek bir kroşe yemiş değilim ama kardeşim bunlar çocuk ya. biraz höt diyebilmek, durması gerektiğinde "dur" demek lazım. bok kafalı insanlar her şeyden alınır oldu artık. yok o öyle olmaz, yok bu böyle olmaz. ağzından çıkan her laf birini rencide ediyor. yaptığın her hareket yanlış. sorun bu bence. yoksa milf analarımızdan zarar gelmez, sadece kafaları çalışmıyo.
edit: "bok kafalı" ifadesi için özür dilerim, tekrar okuyunca çok güldüm ve sakil buldum ama değiştirmicem.
yeni neslin fazla şımarık ve insanların artık aşırı duyarlı olduğu konusuna katılıyorum ama. son yıllarda özellikle göçmenlerle birlikte artan inanılmaz bir ılıklık, politik doğruculuk durumu söz konusu. zenciye zenci diyemiyosun mesela, afro amerikan falan oluyo. lan adam zenci işte aq, küfür mü ettik hakaret mi ettik? zencilik utanılacak, ayıplanacak bir şey mi? ben zencinin daniskasıyım. işte ondan sonra çocuklara muamele konusunda örneğin, ben kesinlikle şiddet uygulanmasına karşıyım ve kendim de büyürken anamdan babamdan tek bir kroşe yemiş değilim ama kardeşim bunlar çocuk ya. biraz höt diyebilmek, durması gerektiğinde "dur" demek lazım. bok kafalı insanlar her şeyden alınır oldu artık. yok o öyle olmaz, yok bu böyle olmaz. ağzından çıkan her laf birini rencide ediyor. yaptığın her hareket yanlış. sorun bu bence. yoksa milf analarımızdan zarar gelmez, sadece kafaları çalışmıyo.
edit: "bok kafalı" ifadesi için özür dilerim, tekrar okuyunca çok güldüm ve sakil buldum ama değiştirmicem.
0
üremek boş beleş insanın uğraşı bence. sorunun köküne inelim. hiçbir ehliyeti olmayan, olgunluğun uzağında insanlar gayretle ürüyor.
0
onlar kendilerini gösteriyor +1
çünkü hepsi gösteriş meraklısı, çünkü hepsinin tek derdi birilerine bir şeyler ıspatlamak. insan çocuğuyla gösteriş yapar mı ya.
bunlardan gerçekten benim de midem bulanıyor. abartmıyorsun, sinirin bozuluyor çünkü. elim ayağım titredi o derece gıcığım ben de bunlara.
bunlar kadar itici olanlar, henüz çocuk sahibi olamamış ama kafa yapısı itibarıyla aynı türde olan insanlardır. bunların da çocuğu falan olsa paylaşacakları şeyleri önceden görüp tahmin edebiliyosun ve işin ilginci yanılmıyorsun da.
çünkü hepsi gösteriş meraklısı, çünkü hepsinin tek derdi birilerine bir şeyler ıspatlamak. insan çocuğuyla gösteriş yapar mı ya.
bunlardan gerçekten benim de midem bulanıyor. abartmıyorsun, sinirin bozuluyor çünkü. elim ayağım titredi o derece gıcığım ben de bunlara.
bunlar kadar itici olanlar, henüz çocuk sahibi olamamış ama kafa yapısı itibarıyla aynı türde olan insanlardır. bunların da çocuğu falan olsa paylaşacakları şeyleri önceden görüp tahmin edebiliyosun ve işin ilginci yanılmıyorsun da.
0
Frederick Co
Adamlar "barış" gelsin demiş.Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?Nereyi atlıyorum?
Adamlar "barış" gelsin demiş.
Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?
Nereyi atlıyorum?
Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?
Nereyi atlıyorum?
0
Çocuklar ölmesin dersen de terör örgütü propagandası oluyor.
Manyağız komple.
Manyağız komple.
0
hee canım hee.
sözde bildiride bir kere "pkk" "terör" geçiyor mu? ona bakalım.
sözde bildiride bir kere "pkk" "terör" geçiyor mu? ona bakalım.
0
neyi söylediğin kadar nasıl söylediğin de önemli bence. sadece devlete suç atılıyor bildiride, pkk namına geçen bir şey yok.
0
teröre karşı çıktılar bildiride. ama akp'yi desteklemediler. yani hükümetin politikalarının yanında durmadılar diye bu yüklenme..
0
anlamadım, koskoca akademisyenler pkk'yı mı muhatap alsın? akademisyenler ve barış isteyen herkes devleti muhatap alacak. pkk adı üzerinde bir terör örgütü ve erdeme ihtiyaç duymaz. ama devlet öyle değil. devletin yurttaşlar için belirli görev ve yükümlülükleri var.
barış çağrısını ve barışı getirebilecek güç de devlettedir (iktidarı kastetmiyorum). tüm bu çağrıların muhatabı ve hedefinin devlet olmasında şoka uğrayacak veya hee hee diye geçiştirilecek bir şey yok.
kaldı ki pkk adı geçmemesi bu işin arka planında bir propaganda malzemesi olmamasını da sağlıyor. akademisyenlerin pkk'ya çağrısı, sanatçılardan pkk'ya bildiri falan filan diye çıkan haberler sadece pkk'nın politik düzeyde ne kadar ciddiye alındığını gösterir ve alt metinde pkk kendisini bir bk zanneder. işe bir de bu tarafından bakın.
barış çağrısını ve barışı getirebilecek güç de devlettedir (iktidarı kastetmiyorum). tüm bu çağrıların muhatabı ve hedefinin devlet olmasında şoka uğrayacak veya hee hee diye geçiştirilecek bir şey yok.
kaldı ki pkk adı geçmemesi bu işin arka planında bir propaganda malzemesi olmamasını da sağlıyor. akademisyenlerin pkk'ya çağrısı, sanatçılardan pkk'ya bildiri falan filan diye çıkan haberler sadece pkk'nın politik düzeyde ne kadar ciddiye alındığını gösterir ve alt metinde pkk kendisini bir bk zanneder. işe bir de bu tarafından bakın.
0
tarafsız olmak isteniyorsa hem devletin hem de pkk nın yaptıklarından bahsedilmeliydi.
açıklamayı okuyan; pkk'nın pasif direnişe geçtiğini ya da kendini savunmak için çırpındığını sanıyor.
ayrıca 30 yıllık pkk eylemlerinde bu akademisyenler hiçbir zaman pkk eylemlerinin durması için çağrıda bulunmadı.
açıklamayı okuyan; pkk'nın pasif direnişe geçtiğini ya da kendini savunmak için çırpındığını sanıyor.
ayrıca 30 yıllık pkk eylemlerinde bu akademisyenler hiçbir zaman pkk eylemlerinin durması için çağrıda bulunmadı.
0
devlet deli mi ki kendi kendine çatışsın? bugün bebeleri, kendi vatandaşını bombayla havaya uçuran devlet mi? devleti muhatap olarak alıyorsa hem eleştirecek hem de destek olacak. yakalanan terörist ifadesinde adres göstererek evden dışarı çıkmalarına izin vermedikleri yaşlı çiftin kurtulmasını sağladı. onları oradan sırtında taşıyan bu devletin polisiydi, askeriydi.
şu arkadaş çok güzel özetlemiş: (bkz: #57713825)
şu arkadaş çok güzel özetlemiş: (bkz: #57713825)
0
@uuth evet muhatap alacaklar. koskoca devlet muhatap aldı da onlar mı almayacak? laf ebeliği yapmayın.
0
Bildiri: www.diken.com.tr
Bu bildiride Türkiye İçin Akademisyenler'den: turkiyeicinakademisyenler.com
Bu bildiride Türkiye İçin Akademisyenler'den: turkiyeicinakademisyenler.com
0
@kupigometa bunun laf ebeliğiyle ne alakası var? hayır elbette almayacaklar. devlet muhatap alır, akademisyenlerin devlet gibi karşısına terör örgütünü alıp konuşacak hali yok. bu sadece terör örgütünü kendi içerisinde yüceltir. terör örgütünün tek bir zerresi samimi olsa politik kanadını tüm bu süreçte ayaklar altına aldırmazdı.
0
ya arkadaş pkk çarşıda gezen askerin kafasına sıkıp öldürdüğünde (hem de hamile eşinin yanında) hükümet tepki bile vermemişti. bunu hatırlıyor musunuz? niye? çünkü iyi kötü işleyen bir süreç vardı. e şimdi süreç bitti, malum. hükümet tam bir savaş politikası izlemeye başladı. o gün barışsever olan ak gençler bugün faşolaşmaya başladılar.
omurga diyorum başka bir şey demiyorum. barış her zaman lazım. sadece siyaseten işimize geldiği zaman değil. pkk insan öldürüyorsa her ölüme karşı çıktığımız gibi ona da karşı çıkarız. ancak bunu yaparken ille de hükümetin yanında yer almamız gerekmez.
çünkü bu hükümetin dünü ve yarınının ne olduğu belli değil. rüzgara göre ayarlıyor yelkenleri. biraz da başkanlık sistemine göre.
omurga diyorum başka bir şey demiyorum. barış her zaman lazım. sadece siyaseten işimize geldiği zaman değil. pkk insan öldürüyorsa her ölüme karşı çıktığımız gibi ona da karşı çıkarız. ancak bunu yaparken ille de hükümetin yanında yer almamız gerekmez.
çünkü bu hükümetin dünü ve yarınının ne olduğu belli değil. rüzgara göre ayarlıyor yelkenleri. biraz da başkanlık sistemine göre.
0
demokrasi, barış
bir de orwell'in newspeak'i.
bacak açan aşüfteye gelen çok olur. tapınmayı kessek artık. koskoca cumhurbaşkanı ve koskoca akademisyen aynı aklın diline gelen ifadeler.
ne olmuş yani? adam mı olunuyor öylelikle?
barış istiyoruz savaş çıkaralım, barış istiyoruz "esed"i indirelim, barış istiyoruz savaş çıkararak veya anayasa çiğneyerek hatta uygun anayasa düzenleyerek ülkeleri bölelim, barış istiyoruz demokrasi getirelim arap ülkelerine öyle ki dün laik olan bugün şeriatla yönetilsin...
barışın tanımını bu adamlar mı yaptı nedir? sizin tekelinizde mi abi bu kelime?
bu bence ortalığı ajite etmek için sorulmuş bir soru ama ciddi cevaplar almış. o zaman benim cevabım da bu.
bir de orwell'in newspeak'i.
bacak açan aşüfteye gelen çok olur. tapınmayı kessek artık. koskoca cumhurbaşkanı ve koskoca akademisyen aynı aklın diline gelen ifadeler.
ne olmuş yani? adam mı olunuyor öylelikle?
barış istiyoruz savaş çıkaralım, barış istiyoruz "esed"i indirelim, barış istiyoruz savaş çıkararak veya anayasa çiğneyerek hatta uygun anayasa düzenleyerek ülkeleri bölelim, barış istiyoruz demokrasi getirelim arap ülkelerine öyle ki dün laik olan bugün şeriatla yönetilsin...
barışın tanımını bu adamlar mı yaptı nedir? sizin tekelinizde mi abi bu kelime?
bu bence ortalığı ajite etmek için sorulmuş bir soru ama ciddi cevaplar almış. o zaman benim cevabım da bu.
0
Devleti elestirebilirsin, sevmeyebilirsin. hatta bu sonuca gelinmesinde plansiz, esirikli halleriyle en buyuk payın devlette oldugunu dusunebilirsin. Ama bildiriyi dikkatli okursan, insanlarin evlerini bombalayan, kafalarina sıkan pkk degil de sadece devletmis gibi gosteriliyor.
Pkk lafi gecmesine gerek yok illa. Ama olay o kadar tek yonlu yazilmis ki bu olayin karsi tarafi yok sanki.
Pkk lafi gecmesine gerek yok illa. Ama olay o kadar tek yonlu yazilmis ki bu olayin karsi tarafi yok sanki.
0
Kaçırdığın şeyler toplumsal histeriyle toplumsal şizofreni sebebiyle yaratılan straw man fallacies.
Yani toplum içindeki insanlar, o kadar vahşi olaylara ve söylemlere şahit oluyorlar ki (hem yapanı hem de yapılanı etkiler. Aynı durum, mesela, bireysel olarak, işkencede söz konusu) gerçeklik ilkesini kaybediyorlar. Buna toplumsal şizofreni deniyor. Bu durumdayken de, insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır. Gerçeklik ilkesini sağlıklı bir hale getirmek en az 1 nesil alır. Ama her geçen gün yeni bir şok edici olay yaşandığından (mesela dün gece), toplumsal histeri giderek büyüyor. Bu yüzden, akıl oyunları filmindeki gibi metin okuması yapabiliyorlar. O niye yok, bu niye var gibi sorulara defalarca cevap verilmesi bir anlam ifade etmiyor.
Yani toplum içindeki insanlar, o kadar vahşi olaylara ve söylemlere şahit oluyorlar ki (hem yapanı hem de yapılanı etkiler. Aynı durum, mesela, bireysel olarak, işkencede söz konusu) gerçeklik ilkesini kaybediyorlar. Buna toplumsal şizofreni deniyor. Bu durumdayken de, insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır. Gerçeklik ilkesini sağlıklı bir hale getirmek en az 1 nesil alır. Ama her geçen gün yeni bir şok edici olay yaşandığından (mesela dün gece), toplumsal histeri giderek büyüyor. Bu yüzden, akıl oyunları filmindeki gibi metin okuması yapabiliyorlar. O niye yok, bu niye var gibi sorulara defalarca cevap verilmesi bir anlam ifade etmiyor.
0
ortada bir paranoya ve ona dayanan bir fallacy falan yok, bunu diye diye toplumda bağışıklık mekanizması bırakmayacaklar. bunun neden paranoya olduğunu anlatmaya çalışmadan, kendi görüşünüzü ve tercihinizi tarihsel verilerle desteklemeden sosyolojik bir olguymuş gibi sunmaya, isim koymaya kalkmayın; iyi değil, itici.
*"there are times, when all the world's asleep, the questions run too deep, for such a simple man. won't you please tell me what we've learned, i know it sounds absurd, please tell me who i am"*
*"there are times, when all the world's asleep, the questions run too deep, for such a simple man. won't you please tell me what we've learned, i know it sounds absurd, please tell me who i am"*
0
Tarihsel verilere de dayanalım, çok sever insanlar okumadan karşısındaki edebiyat yapmakla suçlamayı: The Authoritarian Personality'de alman toplumundaki toplumsal şizofreniyi ve Sartre ile Camus'nün gazete yazılarından fransız toplumundaki toplumsal şizofreniyi okuyabiliriz. Daha yakın dönemde olan 11 eylül sonrası abd'deki toplumsal şizofreni aşikar ve kuzey irlanda sorununda oluşan ingiliz toplumsal şizofrenisi de incelenebilir. Bu son ikisi için spesifik kaynak aklıma gelmiyor. Bir de doğu toplumu için örnek verelim: Dariush Shayegan'dan islam coğrafyasındaki toplumsal şizofreniyi okuyabilirsin (Cultural Schizophrenia iyi bir başlangıç). Türkiye için murat paker'in psikopolitik yüzleşmeler kitabı güzel bir başlangıç olabilir. Teorik başlangıç istenirse Freud'un Group Psychology and the Analysis of the Ego kitabı çok rahat okunabilecek bir başlangıç olacaktır.
Yani şimdi konu hakkında en ufak bir okuma yapmadan, karşı tarafı tarihsellikten kopuklukla suçlamak ne kadar kolay. Hakkında aşırı büyük bir literatür var (çatışmalar, tartışmalar vb. yani bir bütün değil bu literatür). Sayısız vaka incelemesi var (türkiye dahil). Bunlardan haberinin olamaması, benim bu tartışmalara dayanarak bir şeyler söylememi engelleyemez. Zaten toplumdaki savunma mekanizmalarının, aynı bireylerdeki bazı savunma mekanizmaları gibi şizofreniye sebep olduğu söyleniyor. Aynı bireylerdeki gibi, hatalı savunma mekanizmaları 'hastalık' denen şeye yol açıyor. Gelip bütün savunma mekanizmaları gereklidir, onlardan kurtulmaya çalışıyorlar vb. demek abes. Terör, iç savaş vb. gibi; histeri ve şizofreniye sebep olabilecek toplumsal olaylardan geçen bazı ülkeler (almanya, bazı latin amerika ülkeleri vb.), sırf bu tartışmalara dayanarak yüzleştirme komisyonları kuruyorlar (benzer bir örnek twitter.com). Amaç, savunma mekanizmalarını engelleyip gerçeklik ilkesinin zarar görmemesini sağlamak.
Yani şimdi konu hakkında en ufak bir okuma yapmadan, karşı tarafı tarihsellikten kopuklukla suçlamak ne kadar kolay. Hakkında aşırı büyük bir literatür var (çatışmalar, tartışmalar vb. yani bir bütün değil bu literatür). Sayısız vaka incelemesi var (türkiye dahil). Bunlardan haberinin olamaması, benim bu tartışmalara dayanarak bir şeyler söylememi engelleyemez. Zaten toplumdaki savunma mekanizmalarının, aynı bireylerdeki bazı savunma mekanizmaları gibi şizofreniye sebep olduğu söyleniyor. Aynı bireylerdeki gibi, hatalı savunma mekanizmaları 'hastalık' denen şeye yol açıyor. Gelip bütün savunma mekanizmaları gereklidir, onlardan kurtulmaya çalışıyorlar vb. demek abes. Terör, iç savaş vb. gibi; histeri ve şizofreniye sebep olabilecek toplumsal olaylardan geçen bazı ülkeler (almanya, bazı latin amerika ülkeleri vb.), sırf bu tartışmalara dayanarak yüzleştirme komisyonları kuruyorlar (benzer bir örnek twitter.com). Amaç, savunma mekanizmalarını engelleyip gerçeklik ilkesinin zarar görmemesini sağlamak.
0
açıklamada beni rahatsız eden laflardan biri "başta kürt halkı..." denilen kısım, o nasıl olacak, böyle bir konuda bu laf yazılır mı cidden, ayrımcılık yapılan yere bak hele.
ayrıca yazıda rahatsız edici laflardan bir diğeri de "kasıtlı ve planlı kıyım.." kısmı, pardon? bunlar memuru olduğun devlete nasıl laflar canım, bu kadar rahatsız olduğun bir oluşum içerisinde hala çalışmak neden ya da, böyle sorsam daha iyi anlaşılır. katil ile işbirliğinde görebilirim o zaman bu yazıyı yazanların düz mantığı ile. çok komik laflar bunlar gerçekten, bana hiç ciddi ve tamimiyle ele alınmış bir yazı gibi gelmedi. muhatap devlet olacak tabi ama bir akademisyenin bu kadar boş konuşmasını da kaldıramıyor insan.
diğer yandan bu yazı devlete yazılmış bir yazı bu yüzden pkkya suç atmaması ve lafını geçirmemesi abes değil. geçirse de abes olmazdı ama.
ayrıca yazıda rahatsız edici laflardan bir diğeri de "kasıtlı ve planlı kıyım.." kısmı, pardon? bunlar memuru olduğun devlete nasıl laflar canım, bu kadar rahatsız olduğun bir oluşum içerisinde hala çalışmak neden ya da, böyle sorsam daha iyi anlaşılır. katil ile işbirliğinde görebilirim o zaman bu yazıyı yazanların düz mantığı ile. çok komik laflar bunlar gerçekten, bana hiç ciddi ve tamimiyle ele alınmış bir yazı gibi gelmedi. muhatap devlet olacak tabi ama bir akademisyenin bu kadar boş konuşmasını da kaldıramıyor insan.
diğer yandan bu yazı devlete yazılmış bir yazı bu yüzden pkkya suç atmaması ve lafını geçirmemesi abes değil. geçirse de abes olmazdı ama.
0
isteyen istediğini söyler, bu kadar basit.
tarihsel örnekleri, farklı şartlarda farklı şekilde tezahür etmelerine rağmen her istenilen duruma empoze etmek yaygın bir teknik. hiçbir bilimselliği yok.
toplumlarda belli dönemlerde patlak veren tepki şekilleri için bir kere o toplumların içinde çok fazla tartışma dönmüştür. bunları üzerinde uzlaşıya varılmış birer teşhismiş gibi, 2 artı 2'nin 4 etmesi deterministliğinde her yere serpmek, okumayı bunları bir araç gibi kullanmak adına yapmak üzücü gerçekten.
toplum bir su değil, siz de falan basınçta şu kadar su şu kadar derecede kaynar der gibi konuşamazsınız.
uluslararası politikanın, global çıkar ilişkilerinin ülke siyasetlerini değiştirdiği yerlerde toplumlardan özerk oluşumlar gibi bahsetmek zaten çok komik. hatta olayı freud'a kadar indirmek daha da komik.
bir kere zaten uzun-dönem kısa-dönem karşılaştırmaları birbiri içerisinde girmiş. camus veya sartre'ın fransız toplumu üzerine düşüncelerini okuyup okumadığım hakkında varsayımda bulunmadan önce sosyolojinin tarihi/belgesel nitelikte olaylar ve paternlerden, çıkarımlardan yararlanmadan önce idiopatik teşhisler koymasının ne kadar mantıklı olduğunu kendinize sormanız daha iyi olur.
yoksa dün çok anlamlı olan ve bilim muamelesi gören astroloji bugün güldürü malzemesi, ne olacak.
tarihi neyi yönettiğine bakmadan, büyük resimleri dıştalayarak ayrıntılara inmek baktığınız olayı, nereden bakıyorsanız o şekilde etiketlemenize zaten cevaz verir.
burada bu akademik beyanatı bir kere politik olmayan bir olay gibi izole edebildikten sonra bunları söyleseniz hadi neyse. ünlü insanlar ve durumlara taktıkları isimler değil bunların konuşulan konudaki geçerliliği önemli olan. ne yani ben de şimdi edward said'den, samir amin'e, marx ve engels'den huntington'a isimler mi vereyim -ki kesinlikle daha fazla otoritesi olan kimseler, bir kere ekonomipolitikten muaf yorumlara girmiyorlar-. hoş verdiğim zaman da oldu ama böyle saçma sapan artistlik yapmak için değil, kaynak paylaşmak için. istediğinizi yazmanız zaten güzel bir şey ama bunları söylemeye engel değil.
son bir şey: "just because you're paranoid doesn't mean they're not after you" bu da bir edebiyatçıdan. dediğim çoğu şeyin özeti ve sosyolojik yaklaşımın neden eksik kaldığını düşündüğüme kısa bir özet. kaldı ki, önceden de belirttiğim üzere, kendi içerisinde ekoller olan bir sosyal bilim demeyeyim de bilgi alanından, olaya tek otoriteymiş gibi teşhis koymasını beklemek epey abes. size tepkim aslında duymaktan sıtkımın sıyrılmasına neden olan bir "sapatama"ya olan tepkim. 10 küsur yıldır toplumsal paranoya bunlar diye konuşanlar sayesinde bugünlere çok daha kolay gelindi. kısacası size, böyle yapanlara, karşıyım. ve bunu söylemek istiyorum.
tarihsel örnekleri, farklı şartlarda farklı şekilde tezahür etmelerine rağmen her istenilen duruma empoze etmek yaygın bir teknik. hiçbir bilimselliği yok.
toplumlarda belli dönemlerde patlak veren tepki şekilleri için bir kere o toplumların içinde çok fazla tartışma dönmüştür. bunları üzerinde uzlaşıya varılmış birer teşhismiş gibi, 2 artı 2'nin 4 etmesi deterministliğinde her yere serpmek, okumayı bunları bir araç gibi kullanmak adına yapmak üzücü gerçekten.
toplum bir su değil, siz de falan basınçta şu kadar su şu kadar derecede kaynar der gibi konuşamazsınız.
uluslararası politikanın, global çıkar ilişkilerinin ülke siyasetlerini değiştirdiği yerlerde toplumlardan özerk oluşumlar gibi bahsetmek zaten çok komik. hatta olayı freud'a kadar indirmek daha da komik.
bir kere zaten uzun-dönem kısa-dönem karşılaştırmaları birbiri içerisinde girmiş. camus veya sartre'ın fransız toplumu üzerine düşüncelerini okuyup okumadığım hakkında varsayımda bulunmadan önce sosyolojinin tarihi/belgesel nitelikte olaylar ve paternlerden, çıkarımlardan yararlanmadan önce idiopatik teşhisler koymasının ne kadar mantıklı olduğunu kendinize sormanız daha iyi olur.
yoksa dün çok anlamlı olan ve bilim muamelesi gören astroloji bugün güldürü malzemesi, ne olacak.
tarihi neyi yönettiğine bakmadan, büyük resimleri dıştalayarak ayrıntılara inmek baktığınız olayı, nereden bakıyorsanız o şekilde etiketlemenize zaten cevaz verir.
burada bu akademik beyanatı bir kere politik olmayan bir olay gibi izole edebildikten sonra bunları söyleseniz hadi neyse. ünlü insanlar ve durumlara taktıkları isimler değil bunların konuşulan konudaki geçerliliği önemli olan. ne yani ben de şimdi edward said'den, samir amin'e, marx ve engels'den huntington'a isimler mi vereyim -ki kesinlikle daha fazla otoritesi olan kimseler, bir kere ekonomipolitikten muaf yorumlara girmiyorlar-. hoş verdiğim zaman da oldu ama böyle saçma sapan artistlik yapmak için değil, kaynak paylaşmak için. istediğinizi yazmanız zaten güzel bir şey ama bunları söylemeye engel değil.
son bir şey: "just because you're paranoid doesn't mean they're not after you" bu da bir edebiyatçıdan. dediğim çoğu şeyin özeti ve sosyolojik yaklaşımın neden eksik kaldığını düşündüğüme kısa bir özet. kaldı ki, önceden de belirttiğim üzere, kendi içerisinde ekoller olan bir sosyal bilim demeyeyim de bilgi alanından, olaya tek otoriteymiş gibi teşhis koymasını beklemek epey abes. size tepkim aslında duymaktan sıtkımın sıyrılmasına neden olan bir "sapatama"ya olan tepkim. 10 küsur yıldır toplumsal paranoya bunlar diye konuşanlar sayesinde bugünlere çok daha kolay gelindi. kısacası size, böyle yapanlara, karşıyım. ve bunu söylemek istiyorum.
0
Sadece şuna itiraz yapayım, yaptığım açıklamada ve ya verdiğim örneklerin hiçbirinde tarihsel ya da toplumsal determinizm ileri sürmedim. Verdiğim örnekler çoğu zaman birbirleriyle uyuşmayan farklı teorik saptamalarla sonuçlanıyor. Yani topluma bilimsel bile yaklaşmadım. Sadece tartışmaların hangi kavramlar üstüne olduğunu göstermeye çalışıyorum. 'Hastalı' sözcüğünü tırnak işaretine almam ve savunma mekanizmalarının eksikliğinden bahsetmem tartışmanın benim yer aldığım tarafı. %100 gerçek, genel-geçer ve evrensel değil. Çünkü bu evrenselliğin değil sosyal bilimlerde, pozitif bilimlerde bile olmadığını düşünen birisiyim. Yapmadığım bir determinizm tanımı üzerinden vurmaya çalışıyorsun. Al sana bir örnek daha.
Burada türkiye'nin ve dünya'nın bu olaydaki spesifik konumlarını anlatmama gerek yok sanırım. Bunca ismi sıralamamın sebebi de, bu tip yazılarda tartışılmış olması. Okursun, öğrenirsin, akıl yürütürsün. Kaynak, karşıt görüşler ve tartışma oldukça bol bu konuda. Benden özetini çıkartmamı ve bütün kaynakları buraya sıralamamı bekleme. Fark ettiysen sadece isim sayıp bırakmadım, kaynak verdim. Daha da arttırılabilir, başlangıç tartışmaları muhtemelen bu kaynaklar. Freud'a gülünmesinin sebebini pek anlayamadım tabii.
Onun dışında eleştirinde bir karara da varman gerekiyor: başında söylediğin gibi tekil durumları genellemeyelim mi? yoksa, sonunda söylediğin gibi patternler bularak tekil durumları genelleyelim mi? Tümevarım eleştirisyle başlayıp, cevabın tümevarım olduğunu söylemişsin de. Beni determinizmle suçlayıp, tarihteki büyük resimlerden bahsetmeni söylüyorum.
Burada türkiye'nin ve dünya'nın bu olaydaki spesifik konumlarını anlatmama gerek yok sanırım. Bunca ismi sıralamamın sebebi de, bu tip yazılarda tartışılmış olması. Okursun, öğrenirsin, akıl yürütürsün. Kaynak, karşıt görüşler ve tartışma oldukça bol bu konuda. Benden özetini çıkartmamı ve bütün kaynakları buraya sıralamamı bekleme. Fark ettiysen sadece isim sayıp bırakmadım, kaynak verdim. Daha da arttırılabilir, başlangıç tartışmaları muhtemelen bu kaynaklar. Freud'a gülünmesinin sebebini pek anlayamadım tabii.
Onun dışında eleştirinde bir karara da varman gerekiyor: başında söylediğin gibi tekil durumları genellemeyelim mi? yoksa, sonunda söylediğin gibi patternler bularak tekil durumları genelleyelim mi? Tümevarım eleştirisyle başlayıp, cevabın tümevarım olduğunu söylemişsin de. Beni determinizmle suçlayıp, tarihteki büyük resimlerden bahsetmeni söylüyorum.
0
sizden özet çıkarmanızı istemiyorum. bir olayı, demek ki size değil bana öyle geliyor, paranoya olarak yorumlayabilmeniz için hiçbir kriterinizi göremedim. sebep olmadan sonuca varmak, nedensellik olmadan kesinlik iddia edebilme rahatlığına eşdeğer nazarımda. çünkü, burada örneğe dönmek zorundayım, "toplumsal paranoya dünyada olmayan bir şeydir" gibi bir cümle kullanmadım ben zaten. bu durumun nasıl böyle bir örnek teşkil ettiğini görmek istedim, zira yorumunuz o yönde. siz buna zaman vermeye uğraşamam dersiniz, tamam. ama o zaman ben de zaman vermeden karşı olduğumu söyleyip geçmek istiyorum.
duyuruda böyle şeyler konuşulduğu ve bu yapılmadığı zaman duyurunun özelliğini yanlış anladığıma dair hisler ediniyorum. özellikle birisi özel ilgisini bu yönde yargı vermek için kullandığı zaman. bunun anketten farkı kalmıyor.
edite karşılık edit: tekil durumlar genellenmez ki. genel durumdan patern çıkarılıp tekil durumun o genel duruma örnek teşkil edip etmediği anlaşılır. ikisi birbirinin tam zıddı. yani tutarsızlık yok. son bir şey daha: determinizm önemli bir şey ve ben sizi bununla suçlamıyorum, determinizme has bir iddiayla genelleme yapmanızı eleştiriyorum. farklı örneklerden farklı olmaları hatrına bahsedilmez ki; toplumsal paranoya yaratılmış bir kavram diyen yok ki, bu alakasız durumlara gerek yok zaten, bu neden yanlış cevap diye sorsam, öğretmenim olsanız "dünyada ilk yanlış cevap veren sen değilsin" mi diyeceksiniz. bu teğet geçmektir; konu sapar. (siz bana ben soruyorum diye kendinizi anlatmak zorunda değilsiniz, konuşmayın derken kastım o değildi, öyle anlattıysam benim hatam, amacım eleştiri yapmak)
duyuruda böyle şeyler konuşulduğu ve bu yapılmadığı zaman duyurunun özelliğini yanlış anladığıma dair hisler ediniyorum. özellikle birisi özel ilgisini bu yönde yargı vermek için kullandığı zaman. bunun anketten farkı kalmıyor.
edite karşılık edit: tekil durumlar genellenmez ki. genel durumdan patern çıkarılıp tekil durumun o genel duruma örnek teşkil edip etmediği anlaşılır. ikisi birbirinin tam zıddı. yani tutarsızlık yok. son bir şey daha: determinizm önemli bir şey ve ben sizi bununla suçlamıyorum, determinizme has bir iddiayla genelleme yapmanızı eleştiriyorum. farklı örneklerden farklı olmaları hatrına bahsedilmez ki; toplumsal paranoya yaratılmış bir kavram diyen yok ki, bu alakasız durumlara gerek yok zaten, bu neden yanlış cevap diye sorsam, öğretmenim olsanız "dünyada ilk yanlış cevap veren sen değilsin" mi diyeceksiniz. bu teğet geçmektir; konu sapar. (siz bana ben soruyorum diye kendinizi anlatmak zorunda değilsiniz, konuşmayın derken kastım o değildi, öyle anlattıysam benim hatam, amacım eleştiri yapmak)
0
Toplumsal paranoyanın neden olduğuna ilişkin bir örnek vermiştim. Daha da açayım, çünkü eleştirinizi iyi anladım. Toplumsal şizofreni derken, kendimi daha fazla ifade etmem gerekiyor. Dış mihrak (elbette çeşitli çıkar grupları ve dış aktörlerin rolleri söz konusu; ancak ben dış mihrakın fetişleştirilmesi, tanrılaştırılmasını eleştiriyorum), büyük oyun, arkadaki güçler, faiz lobisi, yahudiler, çapulcular vb. gibi sadece boş gösteren olan, yani bir anlamı olmayan sözcüklerin arkasına sığınarak hedef göstermek, ideolojik yöneltme yapmak ve bunların işe yaraması toplumsal şizofreni örneğidir. Çünkü gerçeklik ilkesi bu tip durumlarda sapmıştır.Yani gerçek ile olmayan arasındaki konsensus bozulmuştur.
Akademisyenlerle ilgili örnekte şöyle bir açıklama yapabilirim toplumsal şizofreniye. Pkk sempatizanı olup, devlet görevlileri ya da sivillerin ölümüne sevinen kişiler var. Bir de, doğu'da siviller öldüğü zaman sevinenler var. Bu iki grup dışında üçüncü bir oluşum var (ingilizlerin silahları betona gömenler deyiminin de kapsadığı): sadece insanların ölmesine karşılar. Her ölümde ses çıkartıyorlar (dün geceki olaya da ses çıkarttıkları gibi). Ancak bu topluluk görülmüyor (mesela dünkü saldırıyla ilgili ekşi başlığına bak. Nerede o akademisyenler diye bir sürü entry var. Halbuki o akademisyenleri desteklediğini iddia edip, olayla ilgili açıklama yapan bir sürü entry var başlık içinde. Yani görülmüyorlar, yok sayılıyorlar, gerçekliğin dışına atılıyorlar). Ya terörist ya da devlete şirin gözükmeye çalışan 'sevgi pıtırcıkları' olarak kodlanıyorlar. Bu topluluğun söylemleri de, sırf bu yüzden bu iki kodlanmaya uygun şekilde okunuyor. Mesela metinde pkk eleştirisi olmamasını, bu insanların pkk'yı eleştirmemesi olarak okuyorlar. Halbuki, aralarından bireysel olarak tanıdığım (doğal olarak, listenin içinde yer alan en ünlü isimler tanınıyor genelde) 15-20 tanesine bakarak, bu insanların pkk eleştirisi yaptığına defalarca tanık oluyorum. Ancak silahlı, hukuki düzeni olmayan, uluslararası normlarla denetlenmeyen pkk'ya nasıl bir eleştiri yapılabilir ki? Pkk'ya ya da ışid'e, insanların tartışarak ve fikirlerini yarıştırarak sorunları çözebileceğine inanan bir kişi ne diyebilir?
Umarım bu olayda toplumsal şizofreninin ne demek olduğunu anlatabilmişimdir. İlk cevabımda da "insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır" diyerek, bundan bahsetmiştim. Yani toplumsal şizofreni, karşı tarafın söylem ve eylemlerini, kendi istediğin gibi kurman ve karşı tarafı hiçe sayman ile açığa çıkar.
Akademisyenlerle ilgili örnekte şöyle bir açıklama yapabilirim toplumsal şizofreniye. Pkk sempatizanı olup, devlet görevlileri ya da sivillerin ölümüne sevinen kişiler var. Bir de, doğu'da siviller öldüğü zaman sevinenler var. Bu iki grup dışında üçüncü bir oluşum var (ingilizlerin silahları betona gömenler deyiminin de kapsadığı): sadece insanların ölmesine karşılar. Her ölümde ses çıkartıyorlar (dün geceki olaya da ses çıkarttıkları gibi). Ancak bu topluluk görülmüyor (mesela dünkü saldırıyla ilgili ekşi başlığına bak. Nerede o akademisyenler diye bir sürü entry var. Halbuki o akademisyenleri desteklediğini iddia edip, olayla ilgili açıklama yapan bir sürü entry var başlık içinde. Yani görülmüyorlar, yok sayılıyorlar, gerçekliğin dışına atılıyorlar). Ya terörist ya da devlete şirin gözükmeye çalışan 'sevgi pıtırcıkları' olarak kodlanıyorlar. Bu topluluğun söylemleri de, sırf bu yüzden bu iki kodlanmaya uygun şekilde okunuyor. Mesela metinde pkk eleştirisi olmamasını, bu insanların pkk'yı eleştirmemesi olarak okuyorlar. Halbuki, aralarından bireysel olarak tanıdığım (doğal olarak, listenin içinde yer alan en ünlü isimler tanınıyor genelde) 15-20 tanesine bakarak, bu insanların pkk eleştirisi yaptığına defalarca tanık oluyorum. Ancak silahlı, hukuki düzeni olmayan, uluslararası normlarla denetlenmeyen pkk'ya nasıl bir eleştiri yapılabilir ki? Pkk'ya ya da ışid'e, insanların tartışarak ve fikirlerini yarıştırarak sorunları çözebileceğine inanan bir kişi ne diyebilir?
Umarım bu olayda toplumsal şizofreninin ne demek olduğunu anlatabilmişimdir. İlk cevabımda da "insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır" diyerek, bundan bahsetmiştim. Yani toplumsal şizofreni, karşı tarafın söylem ve eylemlerini, kendi istediğin gibi kurman ve karşı tarafı hiçe sayman ile açığa çıkar.
0
tamam, çok teşekkür ederim, dediklerinizi anladım. ama katılmıyorum. buna zaman vermek ister misiniz, bilmiyorum. ben yine de sıralayayım:
*gerçeklik ilkesiyle kastınız freud'un tanımı ise bireyin tekil algısına yönelik bir tanımın gruplara genellenmesinde sorun görüyorum. bir kere tanım nörokognitif bile değil.
*gerçeklik ilkesine karşılık baudrillard'ın gerçeklik algısı üzerine söylediklerinden ve hyperreality'den, simulacra'lardan bahsedebilirim. bu durumda gerçeklik artık ortak algının -her zaman kontrol altında olmayan, bilinç tarafından varlığı henüz takdir edilmemiş olguların istemli veya istemsiz manipülasyonu eşliğinde- kendi gerçeğini yaratmaya başladığı bir hal alıyor; adeta bir matruşka gibi.
buna ek olarak okuduğum bir iki şeyden dilin, semantiğin bu gerçekliğin yaratımı sürecinde, olmayanın dil pratiği ile beyne hatıra olarak asimile olmasından,
reconstructive memory gibi kavramlardan bahsedebilirim.
* bunlardan konuşuyor olsaydık bahsettiğiniz yaftalama durumlarının gerçekten de hangi ortak algıya veya bundan farklı olarak yaratılmış ortak algıya girdiğini tartışabilirdik.
ama buna girmeye lüzum bile kalmadan, bu akademisyenlerin tekstlerinde benzer klişelerin, yaftaların, sloganlarla düşünmeye teşvikin çokça kullanımını görüyorum.
bu durumda yakın dönem gelişmeleri de aklıma getirmek durumundayım. neden bu grup bu bildiriyi suriye'ye girilirken ancak daha ışid ortada yokken, hatta el nusra, el kaide yokken ancak suk ve öso varken yayınlamadı? neden suriye halkı adına bir eleştiri yok; orada oluşmasını fişteklediğimiz vahşet çok daha büyükken?
neden, ölüme her halükarda karşı olmak bu bildirinin ortaya çıkmasındaki temel motivasyon ise, pkk'nın tüzel bir varlık olmayışının bir önemi olsun? "kürt halkı" derken hangi tüzel varlığa gereksinim duyulmuş? dahası buradaki temsil hakkı nereden geliyor? siz 20 tane haksızca yaftalanmış tanıdık akademisyen görüyorsunuz, ben de istemediği tarafından temsil edilen 20'yi aşkın kürt kökenli türk görüyorum. bunların bahsettiğiniz sonuca varmanızda kriter olması, bu haliyle, bana yanıltıcı ve yönlendirici geliyor. istemli veya istemsiz, bir imada bulunmuyorum yani.
* bildiride yapıldığı sayılıp dökülen işlerde ardı sıra iddia olması, daha olan olayın failinin bile tartışıldığı, bu dönem özellikle belge üretmek/belge gömmekle ünlenmiş bir ülkede, ne gibi bir ehemmiyet taşıyor? dünyadaki pek çok hükumetin hamasi söylemlerinden karakterce farkı nedir?
* gerçeklik ilkesini kaale alıyor olsaydık, sizin bu insanların kimisini özel olarak tanıyor oluşunuz ve "öyle ya da böyle" olmadıklarını bilmeniz diğer bireylerin gerçeklik ilkesindeki konumlarını nasıl değiştiriyor? bu genelleme sakat değil mi? gerçeklik algısının gerektirdiği, bu insanların temellerinin ne olduğunu bilmeden, ne dediklerine bakmak da olabilir pekala? herkesin biyografisini okuyarak, sonra o biyografiyi -o da yazılmışsa- yazanın nasıl biri olduğuna bakarak, mesela yanlı mı, yansız mı olduğunu anlamaya çalışarak kararlarımız alamayız. bu insanlar kendilerini böyle temsil etmeyi seçmiş oldular.
* "kürt halkı" ifadesi bile "elma sebzedir" gibi bir kabul içeriyor. ulus-devletler tanımında devleti oluşturan halk ile etnik kimlikler arasında net bir ayrım var. daha konuşurken bile yönlendirilen bir algı söz konusu. ben bunu bilmiyorsam, hiç düşünmemişsem, belki de kolay yönlendirilirim.
(toplum burada bir paranoya yaşıyorsa, söylediğim nedenlerden ötürü bu bildiriyi yayınlayanlar da yaşıyor demektir. eğer paranoya olmasından bağımsız olarak eleştiri yapılabilecek bir şey varsa bu bildiri neden eleştirilemesin? bir şeyin yaygılaşması ve içinin koflaştırılması onu her zaman geçersiz yapmadığı gibi yersiz olmayan şüpheye paranoya denebilir mi? bir sürü soru sorulabilir)
yani bu insanların beyanatlarını üzerinde konsensus oluşmuş bir gerçekliğe, olgular bütününe, diğerini de dayanaksız sanrılar içerisine sokan nedir diye soracak olsam hayli sübjektif cevaplar alacağım belli gibi.
işte bu nedenlerle söylediklerinize katılmıyorum, ancak cevap verdiğiniz için samimiyetle teşekkür ederim.
@protector: ben yazdığınızdaki içeriğe göre yorum yaptım. sanrıdan kastım geçersizlik, deyiminizle "kofluk, boşluk", yani ezberden ve dayanaksızca konuşmak. kısacası o bölüm neye göre, kime göre demek için var, yazıyı oraya doğru inşa ettim.
*gerçeklik ilkesiyle kastınız freud'un tanımı ise bireyin tekil algısına yönelik bir tanımın gruplara genellenmesinde sorun görüyorum. bir kere tanım nörokognitif bile değil.
*gerçeklik ilkesine karşılık baudrillard'ın gerçeklik algısı üzerine söylediklerinden ve hyperreality'den, simulacra'lardan bahsedebilirim. bu durumda gerçeklik artık ortak algının -her zaman kontrol altında olmayan, bilinç tarafından varlığı henüz takdir edilmemiş olguların istemli veya istemsiz manipülasyonu eşliğinde- kendi gerçeğini yaratmaya başladığı bir hal alıyor; adeta bir matruşka gibi.
buna ek olarak okuduğum bir iki şeyden dilin, semantiğin bu gerçekliğin yaratımı sürecinde, olmayanın dil pratiği ile beyne hatıra olarak asimile olmasından,
reconstructive memory gibi kavramlardan bahsedebilirim.
* bunlardan konuşuyor olsaydık bahsettiğiniz yaftalama durumlarının gerçekten de hangi ortak algıya veya bundan farklı olarak yaratılmış ortak algıya girdiğini tartışabilirdik.
ama buna girmeye lüzum bile kalmadan, bu akademisyenlerin tekstlerinde benzer klişelerin, yaftaların, sloganlarla düşünmeye teşvikin çokça kullanımını görüyorum.
bu durumda yakın dönem gelişmeleri de aklıma getirmek durumundayım. neden bu grup bu bildiriyi suriye'ye girilirken ancak daha ışid ortada yokken, hatta el nusra, el kaide yokken ancak suk ve öso varken yayınlamadı? neden suriye halkı adına bir eleştiri yok; orada oluşmasını fişteklediğimiz vahşet çok daha büyükken?
neden, ölüme her halükarda karşı olmak bu bildirinin ortaya çıkmasındaki temel motivasyon ise, pkk'nın tüzel bir varlık olmayışının bir önemi olsun? "kürt halkı" derken hangi tüzel varlığa gereksinim duyulmuş? dahası buradaki temsil hakkı nereden geliyor? siz 20 tane haksızca yaftalanmış tanıdık akademisyen görüyorsunuz, ben de istemediği tarafından temsil edilen 20'yi aşkın kürt kökenli türk görüyorum. bunların bahsettiğiniz sonuca varmanızda kriter olması, bu haliyle, bana yanıltıcı ve yönlendirici geliyor. istemli veya istemsiz, bir imada bulunmuyorum yani.
* bildiride yapıldığı sayılıp dökülen işlerde ardı sıra iddia olması, daha olan olayın failinin bile tartışıldığı, bu dönem özellikle belge üretmek/belge gömmekle ünlenmiş bir ülkede, ne gibi bir ehemmiyet taşıyor? dünyadaki pek çok hükumetin hamasi söylemlerinden karakterce farkı nedir?
* gerçeklik ilkesini kaale alıyor olsaydık, sizin bu insanların kimisini özel olarak tanıyor oluşunuz ve "öyle ya da böyle" olmadıklarını bilmeniz diğer bireylerin gerçeklik ilkesindeki konumlarını nasıl değiştiriyor? bu genelleme sakat değil mi? gerçeklik algısının gerektirdiği, bu insanların temellerinin ne olduğunu bilmeden, ne dediklerine bakmak da olabilir pekala? herkesin biyografisini okuyarak, sonra o biyografiyi -o da yazılmışsa- yazanın nasıl biri olduğuna bakarak, mesela yanlı mı, yansız mı olduğunu anlamaya çalışarak kararlarımız alamayız. bu insanlar kendilerini böyle temsil etmeyi seçmiş oldular.
* "kürt halkı" ifadesi bile "elma sebzedir" gibi bir kabul içeriyor. ulus-devletler tanımında devleti oluşturan halk ile etnik kimlikler arasında net bir ayrım var. daha konuşurken bile yönlendirilen bir algı söz konusu. ben bunu bilmiyorsam, hiç düşünmemişsem, belki de kolay yönlendirilirim.
(toplum burada bir paranoya yaşıyorsa, söylediğim nedenlerden ötürü bu bildiriyi yayınlayanlar da yaşıyor demektir. eğer paranoya olmasından bağımsız olarak eleştiri yapılabilecek bir şey varsa bu bildiri neden eleştirilemesin? bir şeyin yaygılaşması ve içinin koflaştırılması onu her zaman geçersiz yapmadığı gibi yersiz olmayan şüpheye paranoya denebilir mi? bir sürü soru sorulabilir)
yani bu insanların beyanatlarını üzerinde konsensus oluşmuş bir gerçekliğe, olgular bütününe, diğerini de dayanaksız sanrılar içerisine sokan nedir diye soracak olsam hayli sübjektif cevaplar alacağım belli gibi.
işte bu nedenlerle söylediklerinize katılmıyorum, ancak cevap verdiğiniz için samimiyetle teşekkür ederim.
@protector: ben yazdığınızdaki içeriğe göre yorum yaptım. sanrıdan kastım geçersizlik, deyiminizle "kofluk, boşluk", yani ezberden ve dayanaksızca konuşmak. kısacası o bölüm neye göre, kime göre demek için var, yazıyı oraya doğru inşa ettim.
0
İlk olarak toplumsal şizofreni hastalık değildir zaten. Öyle diyormuşum gibi bir algı oluşmuş. İkinci olarak madde madde cevapları pm olarak atıyorum.
0
diffarensiyel
Siktir yazacağına sktir, orospu yerine *rospu yazıyor mesela. Mal mı bu insan? Ne amaçlıyor? Dava açılırsa siktir demedim sektir dedim diyebilmek için mi? Bu arada gördüğüm an küfürü ve eksiyi basıyorum, siz ne düşünüyorsunuz?
Siktir yazacağına sktir, orospu yerine *rospu yazıyor mesela. Mal mı bu insan? Ne amaçlıyor? Dava açılırsa siktir demedim sektir dedim diyebilmek için mi? Bu arada gördüğüm an küfürü ve eksiyi basıyorum, siz ne düşünüyorsunuz?
0
İtici değil de saçma olarak görüyorum. Kelimenin yerine geçecek bir şey kullanırsın anlarım da bu tarz k*fürler biraz çocukça geliyor, senin kadar takmıyorum ama :)
0
Porno yerine ferre demek anlamlı ama senin dediğini yapmak çok da anlamlı değil
0
buffy de vampir sayılır
Online değil de direkt dükkan vs olarak soruyorum.
Online değil de direkt dükkan vs olarak soruyorum.
0
buffy de vampir sayılır
yaklaşık bir yıl kullandım. ve taşıyamıyorum maalesef, satmam lazım. teşekkürler.
yaklaşık bir yıl kullandım. ve taşıyamıyorum maalesef, satmam lazım. teşekkürler.
0
görsel de şurada dursun: www.istikbal.com.tr
zam şampiyonu, yine de bi fiyat söyleseydiniz, şu kadara satarsan için rahat olsun, şundan fazla veren olmaz gibilerinden.
zam şampiyonu, yine de bi fiyat söyleseydiniz, şu kadara satarsan için rahat olsun, şundan fazla veren olmaz gibilerinden.
0
valla alan çıkmaz be kardeş. gerçekten çok ciddi ihtiyacı yoksa zor. çünkü sadece nakliyat için ortalama 50 - 100 tl vermesi gerekir. bedava desen bile gelip alan çıkması zor. başıma geldi ordan biliyorum. ha kağıt toplayanlara veya eskiciye falan verirsen 50 - 100 lira "belki" verebilirler. fakat ben senin yerinde olsam, artık ihtiyacım yoksa bir öğrenciye veya bekar birine hibe ederdim.
0
buffy de vampir sayılır
bu hikayeler sonradan eklenmiş olabilir mi? ya da bu hikayelerin nasihati tavsiyesi vs var mı ?
bu hikayeler sonradan eklenmiş olabilir mi? ya da bu hikayelerin nasihati tavsiyesi vs var mı ?
0
kabak hikayesini okudum ben sadece. ki o hikayedeki nasihat başka şekilde de anlatılabilirdi bence. diğer hikayeleri okumadığım için fikrinizi sordum. teşekkürler.
0
benim adıma kabullenmesi zor değil açıkçası. sadece merak ediyordum sonradan eklenmiş vs olabilir mi diye. çünkü bazıları ile tartıştığım da "onlar uydurmadır, sonradan eklenmedir" vs diyorlar. hatta an itibariyle annemle tartışıyorum o yüzden merak ettim. teşkkürler.
0
evliya gözüyle bakanlar bence mesneviden bir paragraf bile okumamışlardır bence. birkaç paragraf okuyanlar hemen şüphe ile yaklaşırlar bence.
0
Mesnevi'nin sembolik hikayeleri doğrudan bilinçaltına etki ederler. İnsan bilinçaltı ise her türlü melanetin ve bilumum sapkınlıkların, cinsel takıntıların olduğu yerdir.
Müstehcen dediğiniz o hikayeler bilinçaltı hastalıklarının tedavisi için elzemdirler. Bu sebeple düzenli olarak(günde 2-3 sayfa) Mesnevi okuyan kimselerin bilinçaltı zaman içinde arınır,tertemiz olur. Olgun insan olma istikametinde yol alınır.
Diğer yandan şöyle bir gerçek de vardır:
"aşağılık kişiler, her söz söyleyeni hor hakir bir hale getirirler. sözü yüceyse, değerliyse bile o sözün değerini düşürürler. çünkü söz, dinleyene göre söylenir; terzi kaftanını adamın boyuna göre biçer.
madem ki mecliste dinleyenler düşük kişiler, düşük söz söylemeden başka çare yok. bu sözü rehine koy da o hikayeye başla.
Müstehcen dediğiniz o hikayeler bilinçaltı hastalıklarının tedavisi için elzemdirler. Bu sebeple düzenli olarak(günde 2-3 sayfa) Mesnevi okuyan kimselerin bilinçaltı zaman içinde arınır,tertemiz olur. Olgun insan olma istikametinde yol alınır.
Diğer yandan şöyle bir gerçek de vardır:
"aşağılık kişiler, her söz söyleyeni hor hakir bir hale getirirler. sözü yüceyse, değerliyse bile o sözün değerini düşürürler. çünkü söz, dinleyene göre söylenir; terzi kaftanını adamın boyuna göre biçer.
madem ki mecliste dinleyenler düşük kişiler, düşük söz söylemeden başka çare yok. bu sözü rehine koy da o hikayeye başla.
0
isnetus, bilinçaltına yönelik ifadeleriniz sizin yorumlarınız mı yoksa sağlam bir kaynağınız var mı?
0
müstehcen olan mesnevi'nin dili, hikâyeleri değildir, dinleyen, ona anlam veren kulaktır.
hoş, mevlâna mesnevi'nin en başında, ilk on sekiz beytin içinde söylüyor bunu imâen: dile kulaktan başka müşteri yoktur diye. o dil aynı zamanda gönüldür. hani sen, seni çok seven, sen yürekten anlayan birini bulursun da açılır, saçılırsın. dökersin içini ayıplı ayıpsız. çünkü onun kulağından, yani can kulağından tereddüt etmezsin. mevlâna da böyle, sevgiliye konuşuyor. ona gönlünü açmış ne varsa döktürüyor. o hep mesnevi'de şunu der: "beni anlayacak kimsenin hasretinden ölüyorum." aynen böyle der. defalarca.
haa eşeğin sikini yazmış diyen adama değil onun sözleri.
hoş, mevlâna mesnevi'nin en başında, ilk on sekiz beytin içinde söylüyor bunu imâen: dile kulaktan başka müşteri yoktur diye. o dil aynı zamanda gönüldür. hani sen, seni çok seven, sen yürekten anlayan birini bulursun da açılır, saçılırsın. dökersin içini ayıplı ayıpsız. çünkü onun kulağından, yani can kulağından tereddüt etmezsin. mevlâna da böyle, sevgiliye konuşuyor. ona gönlünü açmış ne varsa döktürüyor. o hep mesnevi'de şunu der: "beni anlayacak kimsenin hasretinden ölüyorum." aynen böyle der. defalarca.
haa eşeğin sikini yazmış diyen adama değil onun sözleri.
0
lazarus, çoğumuzda var dediğiniz muhabbet bence. "ben anlamıyorumdur kesin, yoksa çok iyi şeyler anlatıyor" mantığı. adam, "dikkatli ol, bir kişiden esinleniyorsan, işin tamamını gör de öyle esinlen" demeyi eşşeğin zikiyle anlatmış işte. başka türlü anlatılamaz mıydı?
ben "kesin ben yanlış anlıyorum, ulvi şeyler anlatıyor" demiyorum kabak hikayesini okuduğum kadarıyla. çünkü yukarıda dediğim gibi bu nasihati vermek sadece eşeğin zikiyle olmaz. ama adam eşeğin zikini seçmiş.
hea derseniz ki sadece kabak hikayesini okuyup da bu kadar fikir sahibi olman saçma. siz de haklısınız. ön yargı sahibi olduğum söylenebilir.
ben "kesin ben yanlış anlıyorum, ulvi şeyler anlatıyor" demiyorum kabak hikayesini okuduğum kadarıyla. çünkü yukarıda dediğim gibi bu nasihati vermek sadece eşeğin zikiyle olmaz. ama adam eşeğin zikini seçmiş.
hea derseniz ki sadece kabak hikayesini okuyup da bu kadar fikir sahibi olman saçma. siz de haklısınız. ön yargı sahibi olduğum söylenebilir.
0
@buffy de vampir sayılır, kabak hikâyesi muhteşem, çok çarpıcı bir hikâyedir. mevlâna'nın tahkiye usulünde anlatılanlar katmanlıdır. zahir katı, batın katı, iyinin bakışı, kötünün görüşü... bütüncül yaklaşır hadiseye, bütün taraflar konuşur. insanlar konuşur, hayvanlar konuşur, cansızlar bile söz söyler. ayrıca ulvi şeyler değil ki dedikleri hayatın içinden, tam ortasından konuşur. mistik değildir, realisttir.
yerinde olsam 25 bin beyitlik mesnevi'nin bir hikâyesiyle kalkıp konuşmazdım. çünkü ben içinde öpüşme sahnesi var diye koskoca filmi boklayamıyorum. halbuki başkalarının öpüşmesinden de gözümün önünde tenasül etmesinden de hiç hoşlanmam. eğer o bir başyapıtsa, anladığım şey karşısında hayretten donup kalıyorum. aklıma o sahnenin neden öyle oluşu gelmiyor bile. lars von trier'in filmlerinde oluyor bende mesela, anladın?
o hesap mesnevi'deki hikâyelerden hiç rahatsız olmadım. çünkü siyakı ve sıbakı var o hikâyelerin. iç içe geçmiş bağlantılı bir sürü hikâye aslında tek bir şeyi anlatıyor. bütün yüksek anlatıların yöneldikleri insanı.
yerinde olsam 25 bin beyitlik mesnevi'nin bir hikâyesiyle kalkıp konuşmazdım. çünkü ben içinde öpüşme sahnesi var diye koskoca filmi boklayamıyorum. halbuki başkalarının öpüşmesinden de gözümün önünde tenasül etmesinden de hiç hoşlanmam. eğer o bir başyapıtsa, anladığım şey karşısında hayretten donup kalıyorum. aklıma o sahnenin neden öyle oluşu gelmiyor bile. lars von trier'in filmlerinde oluyor bende mesela, anladın?
o hesap mesnevi'deki hikâyelerden hiç rahatsız olmadım. çünkü siyakı ve sıbakı var o hikâyelerin. iç içe geçmiş bağlantılı bir sürü hikâye aslında tek bir şeyi anlatıyor. bütün yüksek anlatıların yöneldikleri insanı.
0
bizim burada kamyon garajındaki şoförlerin de analı bacılı muhabbeti var, tahkiyeli mahkiyeli.. nefis terbiye ve tezkiyesi için birebir. tabii ben avamdan olduğum için havassın bu analı bacılı muhabbetini kötü bişey sanıp adamları (k.s.) kınayıp duruyorum.
hele adanalıların allah din iman kitap karıştırıp düzdüğü küfürler aynen mesnevide anlatılan şemsettinin allahı kucağına alıp oynaşmasına benziyor.
tövbe estağfirullah, allah akıl fikir versin..
hele adanalıların allah din iman kitap karıştırıp düzdüğü küfürler aynen mesnevide anlatılan şemsettinin allahı kucağına alıp oynaşmasına benziyor.
tövbe estağfirullah, allah akıl fikir versin..
0
buff
Hoşuma gidiyor ama bi yandan da çok abartılı, görmemiş gibi geliyor. Siz ne diyorsunuz?
Hoşuma gidiyor ama bi yandan da çok abartılı, görmemiş gibi geliyor. Siz ne diyorsunuz?
0
Hepsi parlak metallerden (altın, gümüş, krom vb.) ibaret olmadığı sürece, arada bakır, pirinç vb. renklerden de varsa bence güzel görünüyor. Hele karşı cins giyiminde kuşamında krem-kahverengi ağırlıklı renkleri tercih ediyorsa daha da şık oluyor.
0
İki sade yüzüğü yanyana takmayı severim ben. Fazla abartili olmadığı surece sorun yok bence. Ayrıca kime gore neye gore canimss.
0
Birden fazla yüzük derken? Kaç tane mesela? Barış Manço kadar mı?
0
tak ama böyle taşlı, renkli, kocaman şeyler takmaktansa gümüş ve fazla gösterişli olmayan şeyler tak.
0
kadınsan olur, nasıl yaptığına bağlı çok hoş-tarz durabilir. erkeksen takma.
0
Uyumlu ise olabilir ama yüzükler uyumsuz ve aşırı fazla ise hoş görünmeyebiliyor. Bugün birinde gördüm mesela, bakır ile gül rengi karşımı iki yüzük takmış. Bir tanesi yanlara doğru uzun, ucu kirpik gibi kıvrık ve diğer yüzüğü işaret eder gibiydi. Güzel ve zarif durmuştu. Bazılarının da tarzına çoklu yüzük yakışıyor.
Şunu uyumsuz buldum, örneğin. Zarif ama yüzükler birbirini tamamlamıyor, hepsi ayrı telden gibi
www.monitor.co.ug
Keza şu da
cdn.glamcheck.com
Yeşil oje-turuncu yüzük = kaç, kaç, kaç
blog.brandsexclusive.com.au
Şu takım çok kötü görünmüyor gözüme
s-media-cache-ak0.pinimg.com
Şunu uyumsuz buldum, örneğin. Zarif ama yüzükler birbirini tamamlamıyor, hepsi ayrı telden gibi
www.monitor.co.ug
Keza şu da
cdn.glamcheck.com
Yeşil oje-turuncu yüzük = kaç, kaç, kaç
blog.brandsexclusive.com.au
Şu takım çok kötü görünmüyor gözüme
s-media-cache-ak0.pinimg.com
0
buffy de vampir sayılır
arkadaşla ihtilifa düştük de biraz, bizi aydınlatırsanız sevinirim. teşekkürler.
arkadaşla ihtilifa düştük de biraz, bizi aydınlatırsanız sevinirim. teşekkürler.
0
yeni tayin olduğumuz yere evrakları verip iş başı yaptıktan sonra mı kullanabiliyoruz bu izni? yoksa iş başı yapabilmemiz için gereken işlemleri halletmek için mi veriliyor bu izin.
0
memuriyette eğer aynı ile değil de başka bir ile atandıysanız eski görev yerinizden ilişik kestikten sonra kullanabileceğiniz izindir. yeni görev yerinden başlama yazısı alırsanız kullanamazsınız.
0
buffy de vampir sayılır
200 bin liraya kefil olacaktı arkadaşım banka sorun çıkarmış. Sebebi ne olabilir ki?
200 bin liraya kefil olacaktı arkadaşım banka sorun çıkarmış. Sebebi ne olabilir ki?
0
banka çalışanları çalıştıkları bankadan yüksek tutarlı kredi çekemiyorlar. onunla ilgili olabilir.
0
bazı bankaların iç düzenlemelerinde böyle kurallar var evet. hatta iddia falan oynamaları bile yasak bazılarında (resmi olanlar hariç, iddaa gibi). insan kaynakları, personelin borç durumunu KKB üzerinden belirli periyodlarla kontrol eder. borç durumuna göre aksiyon alır (veya almaz). borca batmış birinin bankada basiretli işler yapmayacağı varsayılır çünkü. en azından sorgularlar.. sebebi nedir falan diye. ama kefalet ile ilgili şartlar varsa ve bu şartlara uymazlarsa farkedilir kolayca.
0
alliswell
Bugün Apple Kurumsal bilmem nesini aradım. Müşterileri değilim, tamamen başka bir şey sormak için aradım. Hatta onlar bizim müşterimiz de neyse. Sonra telefon açıldı, biri "alo bilmem ne" dedi. Sonra uzaktan konuşan insanların sesleri geldi bir 25-30 saniye filan. Ardından bi "amına koyim hahahhahaa
Bugün Apple Kurumsal bilmem nesini aradım. Müşterileri değilim, tamamen başka bir şey sormak için aradım. Hatta onlar bizim müşterimiz de neyse. Sonra telefon açıldı, biri "alo bilmem ne" dedi. Sonra uzaktan konuşan insanların sesleri geldi bir 25-30 saniye filan. Ardından bi "amına koyim hahahhahaaha" sesleri geldi. Sonra "Merhaba Apple, blablabla" dedi çocuğun biri. Sormam gereken şeyi sordum filan, ama çocuk da küfür ettiğini duyduğumu anlamıştı, özür filan dilemedi. Meşguldum, üzerine durmadım. Zaten yanlış numarayı aramışım.
Kapatırken "Bu konuşmalar kaydediliyor değil mi" diye sordum, "Evet" dedi.
Şimdi yarın arayıp şikayet etsem mi bu çocuğu yoksa boşver mi diyorsunuz?
Kapatırken "Bu konuşmalar kaydediliyor değil mi" diye sordum, "Evet" dedi.
Şimdi yarın arayıp şikayet etsem mi bu çocuğu yoksa boşver mi diyorsunuz?
0
Yapmayin lutfen size edilmediyse o kufur ki edilmemistir ne gerek var. Insanlar kendi aralarinda konusurken kufur edebilir.
0
Apple Türkiye'nin call center çalışanları home office çalışıyor, ondan olmuştur böyle :) Şikayet edersen altından donunu alırlar adamın.
0
bırak abi yazıktır sen hiç etmiyor musun :) küfürü meşrulaştırmıyorum ama her insan biraz küfür eder ona say
0
Hic hos olmamistir da sikayet etmeyin bence, bosverin. Cok kizdiysaniz edin ama.
0
angelus + 1 . sözlükte olaydı debeye girerdi :)
bence şikayet etmeyin. bir uyarı hak ediyor ama kavulmayı hak etmiyor bence. kovulur muhtemelen şikayet ederseniz. ekmeği ile oynamayın. sizi muhatap alıp küfretseydi, ekmeği ile kendisi oynamış olurdu ve kovulmayı hak ederdi.
bence şikayet etmeyin. bir uyarı hak ediyor ama kavulmayı hak etmiyor bence. kovulur muhtemelen şikayet ederseniz. ekmeği ile oynamayın. sizi muhatap alıp küfretseydi, ekmeği ile kendisi oynamış olurdu ve kovulmayı hak ederdi.
0
sanane topraaam? sana mi etmis? tatminsiz misin? uzun zamandir sevismiyor olabilir misin?
0
Arkadaş nereden nasıl çıkarımlar yapıyorsunuz? Adam "uzun zamandır sevişmiyor olabilir misin?" demiş. Yuh artık ya.
Açıkçası ben de gereksiz bir hareket olurdu diye düşünüyordum. Mesai saatleri içinde yoğun oluyorum zaten, uğraşamam.
@Angelus, tasvirine hak verdim :)
@bobinhoo, o ara excel'den bir şeylere bakıyordum, beni bir yere aktardı sandım.
Da bu hiddet nedir arkadaş? Kimilerinin küfür eden adamı savunmak için anama sövmediği kalmış. Bi sakin olun lan.
Açıkçası ben de gereksiz bir hareket olurdu diye düşünüyordum. Mesai saatleri içinde yoğun oluyorum zaten, uğraşamam.
@Angelus, tasvirine hak verdim :)
@bobinhoo, o ara excel'den bir şeylere bakıyordum, beni bir yere aktardı sandım.
Da bu hiddet nedir arkadaş? Kimilerinin küfür eden adamı savunmak için anama sövmediği kalmış. Bi sakin olun lan.
0
tolga asp
evde mum yakmayı seviyorum, ikea'ya her gittiğimde cam bardak içindeki kokulu olanlardan alıyorum ama artık mumla birlikte paramında çatır çatır yandığını düşünüyorum.bu minik yuvarlak beyaz mumların 3-5 katı büyüklüğünde olanları var mı piyasada? ya da cam bardak/kavanoz içinde olanların ucuzlarınd
evde mum yakmayı seviyorum, ikea'ya her gittiğimde cam bardak içindeki kokulu olanlardan alıyorum ama artık mumla birlikte paramında çatır çatır yandığını düşünüyorum.
bu minik yuvarlak beyaz mumların 3-5 katı büyüklüğünde olanları var mı piyasada? ya da cam bardak/kavanoz içinde olanların ucuzlarından bulabileceğim bir yer?
aha şimdi aklıma geldi, kendim yapsam ya? derya baykal tarzı sitelerde mum yapma tarifleri görmüştüm, karışımı hazırlayıp bardağa döksem mis gibi aradığım şey işte. 24 saat yansın. dur bi onu araştırayım ben.
bu minik yuvarlak beyaz mumların 3-5 katı büyüklüğünde olanları var mı piyasada? ya da cam bardak/kavanoz içinde olanların ucuzlarından bulabileceğim bir yer?
aha şimdi aklıma geldi, kendim yapsam ya? derya baykal tarzı sitelerde mum yapma tarifleri görmüştüm, karışımı hazırlayıp bardağa döksem mis gibi aradığım şey işte. 24 saat yansın. dur bi onu araştırayım ben.
0
rossmann marketlerinde gordum gecen gun 4 tane plastik kap icinde 2.90 liraydi tealight degil daha buyuk kirmizi kaplardaydi
0
"kendim yapsam ya" fikri güzel. hobi sitelerinde kitler var mum yapımı için. 100 liradan ucuza da var pahalıya da. ekonomik boyutunu bilemiyorum ama çok keyifli bir aktivite. ben zamanında kit olmadan (kartvizitler yardımıyla) yapmıştım birkaç mum. baya bir keyifli oluyor.
ileride yapmayı düşünüyorum kesinlikle. yapmayı da yakmayı da seviyorum. fakat şimdilik sadece yakmakla idare ediyorum. ikeadan alıyorum genelde bu aralar.
ileride yapmayı düşünüyorum kesinlikle. yapmayı da yakmayı da seviyorum. fakat şimdilik sadece yakmakla idare ediyorum. ikeadan alıyorum genelde bu aralar.
0
minik yuvarlak mumların 100 tanesi 8-10 tl carrefour'da.
diğer mumlar da oldukça uygun.
diğer mumlar da oldukça uygun.
0
buffy de vampir sayılır
malumunuz noter fiyatları ilçeden ilçeye değişiyor. yüklü bir miktar noter ücreti ödeyeceğimden iyice bir araştırma yaptım ve yarı fiyatına indirdim ücreti. özet geçeyim..fatihteki noterde 800 tl. üsküdardaki noterde 550 tl, sultanbeylideki noterde ise 400 tl tutuyor evrak.fakat bana kefil olacak ar
malumunuz noter fiyatları ilçeden ilçeye değişiyor. yüklü bir miktar noter ücreti ödeyeceğimden iyice bir araştırma yaptım ve yarı fiyatına indirdim ücreti. özet geçeyim..
fatihteki noterde 800 tl. üsküdardaki noterde 550 tl, sultanbeylideki noterde ise 400 tl tutuyor evrak.
fakat bana kefil olacak arkadaş sultanbeyliye gelemiyor. şekerpınarda işi. oradan ayrılamıyor. şekerpınardaki notere fiyat soramadım maalesef. sizin tahmininiz var mıdır orada ne kadar tutar? yarın hallolması lazım meselenin. çok teşekkürler.
fatihteki noterde 800 tl. üsküdardaki noterde 550 tl, sultanbeylideki noterde ise 400 tl tutuyor evrak.
fakat bana kefil olacak arkadaş sultanbeyliye gelemiyor. şekerpınarda işi. oradan ayrılamıyor. şekerpınardaki notere fiyat soramadım maalesef. sizin tahmininiz var mıdır orada ne kadar tutar? yarın hallolması lazım meselenin. çok teşekkürler.
0
izmir de değişmiyor vallai hatta antalyadaki eski noterimizle aynı fiyatları ödedik:s emin misin ya belki içerikten dolayı fiyat oynuyordur
0
Noter size tahmini rakam soyluyor. Fiyati kendileri degil sistem belirledigi icin net rakam alamiyorsunuz anca tahmin yurutuyorlar. Bir de sayfa basi gibi seyler ucreti etkiliyor o da notere kalmis nispeten. Dolayisiyla bu konuda net bir bilgi almaniz pek olasi degil.
0
@floydian, evet üçü de yaklaşık tutar söylediklerini belirttiler.
0
bildiğim kadarıyla dediğiniz gibi olmuyor. noterler seviyelerine göre ve bazı değişkenlere göre farklı fiyatlar istiyorlar.
0
"nereye giderseniz gidin fiyat değişmez" demeyi çok isterdim. ancak maalesef değişir, fakat 450tl değiştiğini hiç görmemiştim.
noterler karşılaştırma ücreti, yazı ücreti gibi başlıklara hiçbir şeyi karşılaştırmasa hiçbir şey yazmasa hiçbir çıktı almasa dahi 2-3 kalem ekliyor. suret çokmuş gibi gösteriyor, birden fazla düzenlemiş gibi gösteriyor. bu çok yaygın. yani bölge bölge değişen bir tarife yok. bu sadece o noterin dürüstlüğüyle ilgili...
noterler karşılaştırma ücreti, yazı ücreti gibi başlıklara hiçbir şeyi karşılaştırmasa hiçbir şey yazmasa hiçbir çıktı almasa dahi 2-3 kalem ekliyor. suret çokmuş gibi gösteriyor, birden fazla düzenlemiş gibi gösteriyor. bu çok yaygın. yani bölge bölge değişen bir tarife yok. bu sadece o noterin dürüstlüğüyle ilgili...
0
her giriste sifresini unutan adam, ben de dediğinizi duydum ve hatta başka bir meselede şahit olmuştum.
0
Yasal olarak degismez ama sifresini unutan adamin dedigi gibi cakalliklar yapabiliyorlar. Bazen bilincli cakallik bazen hata vs. ama fiyat oyle cok oynamaz.
0
1. noter ile 5. noter arasında bir seviye farkı var mıdır peki? yoksa ayırt edici olsun diye mi rakamlarla isimlendiriliyor noterler?
0
diffarensiyel
sürekli aynı kahveden sıkıldım, değişik şeyler denemek istiyorum.süt, şeker, türk kahvesi, kakao tozu ve zencefili pişirip içiyorum. bugün hindistan cevizi denedim, süzgeçte süzdüm, iyi gibi geldi ama pek tadını alamadım.bu karışıma ne katsam da daha da güzelleşse?not: duyurumsu gibi olduğu için sor
sürekli aynı kahveden sıkıldım, değişik şeyler denemek istiyorum.
süt, şeker, türk kahvesi, kakao tozu ve zencefili pişirip içiyorum. bugün hindistan cevizi denedim, süzgeçte süzdüm, iyi gibi geldi ama pek tadını alamadım.
bu karışıma ne katsam da daha da güzelleşse?
not: duyurumsu gibi olduğu için soru değil de duyuru olarak açmıştım. gelen mesajlar sonucu bir şey daha öğrendim ve soru olarak açtım.
süt, şeker, türk kahvesi, kakao tozu ve zencefili pişirip içiyorum. bugün hindistan cevizi denedim, süzgeçte süzdüm, iyi gibi geldi ama pek tadını alamadım.
bu karışıma ne katsam da daha da güzelleşse?
not: duyurumsu gibi olduğu için soru değil de duyuru olarak açmıştım. gelen mesajlar sonucu bir şey daha öğrendim ve soru olarak açtım.
0
Tchibo kahve çok iyi yahu. brezilya bişeysi yazıyordu üstünde. çok ama çok güzel . . tavsiye ederim kesinlikle.
0
bence kakao, şeker, süt, zencefil, hindistan cevizi gibi şeylerden kurtulup güzel bir kahve yapmayı denemelisin. güzel kahve, taze kahve, acı olmayan kahve. el değirmeni de al kendine, öğütür içersin. demlemek için de aeropress al. hep bizim klasik kurukahveci'nin türk kahvelerinden içiyorsan içilebilecek en kötü kahvelerden birini içiyorsun. şimdi biraz seviye atlamanın vaktidir :) ha türk kahvesinden şaşmam diyorsan farklı çekirdeklerle de türk kahvesi yapabilirsin tabii ki.
0
piremses kervansaray deyince aklıma geldi. mardinin de çok güzel kahveleri var. otantik var mesela aklıma gelen şu an. o da çok güzel. daha bir sürü kahvesi var mardinin isimleri gelmiyor şu an aklıma.
0
franz kafka
Herkes Sayın Başbakanım diye mi sesleniyordur? Ahmet Bey diyen var mıdır milletvekilleri, bakanlar vd. arasında?
Herkes Sayın Başbakanım diye mi sesleniyordur? Ahmet Bey diyen var mıdır milletvekilleri, bakanlar vd. arasında?
0
Ailesindeki büyükler direk Ahmet diyordur, küçükler de Ahmet amca, baba falan derler.
0
mecliste falan ahmet bey dediklerini sanmiyorum. direkt sayin basbakan diye hitap ediyorlardir. esi de is donusunde arayip "ahmet gelirken ekmekle yogurt al" diyor mudur? bence diyordur
0
efendim diyenler de vardır etrafında. korumalar mesela. parti başkanı olduğu için bazı ortamlarda da başkanım diyen var mıdır bilemedim.
0
bence kullanma sıklığına göre:
efendim
sayın başbakanım
sayın başkanım
başkanım
sayın hocam
hocam
ahmet amca
ahmet
baba
efendim
sayın başbakanım
sayın başkanım
başkanım
sayın hocam
hocam
ahmet amca
ahmet
baba
0
kalemdefter, yaveri sanırım, mışlı kip kullanmadığına göre koruması da olabilir.
0
@kalemdefter; tayyip ne diyor peki? ahmet diyordur bence. yoksa o da mı hocam diyor??
0
yakin cevresindekiler (mustesar, diger burokratlar ve korumalar) basbakanin yoklugunda basbakandan beyfendi diye bahsederler. ve ankarada iki beyfendi vardir ve bu bir devlet teamuludur. birincisi cumhurbaskanidir, ikincisi basbakan. onun disinda birebirde mesela basbakan mustesari kendisine ahmet bey diye hitap eder. bu o anlik samimiyete baglidir. eger etrafta baskalari varsa efendim, sayin basbakanim gibi sekilde hitap eder. fakat cok yakininda olmayanlar mutlaka sayin basbakanim diye hitap ederler.
0
bigl0rd
Tahminler neler?
Tahminler neler?
0
20 saatten fazla. konstanre olunmuş yirmi saat bile yetmez bence. tabi ki yeteneğe bağlı, metne bağlı .
ben kendime adıma konuşaym 25 saatte falan anca ezberlerdim heralde.
ben kendime adıma konuşaym 25 saatte falan anca ezberlerdim heralde.
0
25 saat mi? 1 saatte 1.4 sayfa ezberlerim diyorsun yani.
Vay arkadaş, 3 aydır uğraşıyorum ezberleyemedim. Hafızam cidden kötüymüş demekki.
Vay arkadaş, 3 aydır uğraşıyorum ezberleyemedim. Hafızam cidden kötüymüş demekki.
0
kendi adıma sayfa başına bir saat veririm en az. dolayısıyla min 38 saat yapar. Günde maksimum on saatini buna ayırsam ancak dört günde biter. ki büyük ihtimalle daha da uzun olur.
0
eğer düşündüğüm metin ise ezberleme. sadece kağıtta anlatmak istediklerini aklında tutmaya çalış. ingilizce zaten biliyorsun, aklında kalır. metni okurken kafanda türkçeye çevirme tabi.
0
valla benim genclige hitabeyi ezberlemem bile birkac saatimi almisti ilkokulda. ezberleyemem ama ezberle deseler bi iki ayimi alir herhalde.
0
metnin içeriğine, sayfa boyutuna, puntoya göre değişir. konulu, kafiyeli falan bi şey bile olsa 1 sayfa 1 saatten uzun süre. günde 5 sayfadan sonrası karışır. canını dişine taksan bi hafta lan!
0
buffy de vampir sayılır
stresten kastım, eşya, çeyiz, ev tutma vs stresi değil.özgürlüğüm gidiyor stresi.altı ay sonra evleniyorum. birkaç gündür kafamda deli sorular. "özgürlüğün gidecek farkında mısın" diye soruyorum kendime. evlenmeden önce buna benzer şeyler yaşadınız mı?
stresten kastım, eşya, çeyiz, ev tutma vs stresi değil.
özgürlüğüm gidiyor stresi.
altı ay sonra evleniyorum. birkaç gündür kafamda deli sorular. "özgürlüğün gidecek farkında mısın" diye soruyorum kendime. evlenmeden önce buna benzer şeyler yaşadınız mı?
özgürlüğüm gidiyor stresi.
altı ay sonra evleniyorum. birkaç gündür kafamda deli sorular. "özgürlüğün gidecek farkında mısın" diye soruyorum kendime. evlenmeden önce buna benzer şeyler yaşadınız mı?
0
Normal ama 6 ay kala bence pek normal degil daha kisa surede panik oluyor, geri donusun olmadigi zaman
0
Bir şey sorucam yanlış anlamayın da bunu düşünen adamın evliliğe olan ciddiyeti sorgulanmalı.
0
bence normal ama içinize atmak yerine nişanlınız ile konuşmanız gereken bir mevzu.
0
sytemofadownmanyagi, hem soruma cevap vermemişsiniz hem de soru sorucam deyip soru da sormamışsınız.
0
eger capkinsaniz ve evlilik oncesi cok esli bir hayat tarziniz varsa normaldir.cunku evlilik catisi cok partnere karsidir.beden ve ruh ancak karsinizdaki esiniz icindir.
0
çapkın değilim, çok eşli hayatım hiç olmadı. baya bi kendi halinde takılan bi adamım. özgürlüğüm gidecekten kastım da aslında, işten eve gidip deli gibi dizi izliyorum bazen. bazen de radyo tiyatrosu falan dinliyorum saatlerce. baya bi asosyal bile sayılırm. bunların gidecek olmasını kastediyorum.
yoksa kızlarla eskisi gibi rahat takılamayacağım, erkek arkadaşlarla sürekli pes atamayacağım gibi dertlerim yok. zaten yapmıyorum çünkü.
yoksa kızlarla eskisi gibi rahat takılamayacağım, erkek arkadaşlarla sürekli pes atamayacağım gibi dertlerim yok. zaten yapmıyorum çünkü.
0
sadece kendi rahatiniza yani kendinize zaman ayirmata cok alismissiniz.daha sonra hayatinizda bir esiniz olacak ve insallah cocugunuz o zaman kendinize cok az zaman kalacak.kisa tabir ile sevgili bile edindiginiz zaman zaman problemleri oluyor kendinizle ilgili.cok normal duygular dediklerinize gore.zamanla gececektir,rahat olunuz.
0
senin gibi akademisyen erkek bir tandığım vardı- o zamanlar bekardı ama kız arkdaşı vardı
kız onu doktoraya yollarken sevdiği diziler, filmler, müziklerle dolu bir hard disk hediye etmişti
çocuk (ve tabi ben dahil etrafı da) kız da aynı şehre gelen kadar onları dinledi/seyretti (tabi nttten başka şeylerle birlikte)
sonrak kız gelince de birlikte yine dizi seyrediyorlardı, izlerken evin işlerini ütüyü yemeği vs. yapıyorlardı, sonra evlendiler.
yani demem o ki, sevgilin öcü değildir herhalde :) evlenince de yine seyredersin. birlikte seyredersiniz, kendine ait olanları yolda filan seyredersin, onun dışında deidğin gibi bu çok asosyal bir alışkanlık zaten kız da seni daha sosyal bi takım şeylere yönlendirse fena olmaz :)
evli değilim beni dinleme de bu da böyle bir anımdır
kız onu doktoraya yollarken sevdiği diziler, filmler, müziklerle dolu bir hard disk hediye etmişti
çocuk (ve tabi ben dahil etrafı da) kız da aynı şehre gelen kadar onları dinledi/seyretti (tabi nttten başka şeylerle birlikte)
sonrak kız gelince de birlikte yine dizi seyrediyorlardı, izlerken evin işlerini ütüyü yemeği vs. yapıyorlardı, sonra evlendiler.
yani demem o ki, sevgilin öcü değildir herhalde :) evlenince de yine seyredersin. birlikte seyredersiniz, kendine ait olanları yolda filan seyredersin, onun dışında deidğin gibi bu çok asosyal bir alışkanlık zaten kız da seni daha sosyal bi takım şeylere yönlendirse fena olmaz :)
evli değilim beni dinleme de bu da böyle bir anımdır
0
Beni erkek arkadasim, her erkek evlenmeden once bir dusunur, artik bekar hayatim bitti, hayatimda tek bir kadin olacak, hayatim eskisi gibi olmayacak diye bir endise eder icten ice demisti.
0
sırf bu yüzden evlenmeyecem be buffy. yani evlenecek olsam, stres olurdum ben de açıkçası. kolay şey değil. şimdi kafama göre takılıyorum. mesela salı günü bi' sinop yapayım diyorum, sonra belki bi' ankara yaparım diyorum. Sonra gelirim bi' fenerbahçe'nin maçına giderim diyorum. bir de ben üzerine afiyet biraz çapkınım ve gözüm dışarıda. yani bunu kaybetmek benim için büyük sıkıntı.
yani şu anda senin yerinde olsam senin stresinin kat kat fazlasını yaşardım.
yani şu anda senin yerinde olsam senin stresinin kat kat fazlasını yaşardım.
0
Valla kadin tarafi olarak dugune 2 hafta kala neredeyse nisani atiyodum :) ustelik acayip sacma biseyden dolayi. Burda chat'e girdim, orda aldilar gazimi :)
Kadin erkek Herkesin basina gelir yani
Kadin erkek Herkesin basina gelir yani
0
bence içini ferah tut. evleneceğin insan sen eve geldiğinde saatlerce radyo tiyatrosu dinleyeceğini biliyordur, ikinizin pratik hayatta bir takım alışkanlıkları, rituelleri, zevkleri var. bunları zaten tanıdınız. evlilik bunlardan vazgeçmek değil. Ortak geçireceğiniz zamanınız, yapacağınız şeyler illa ki olacaktır. ama yalnız yaptığınız şeyler de devam edecek. zaten bir süre sonra ortak bir rutin oturur. birlikte yaşayacağın insanın bunları sorun edeceğinden endişe ediyorsan ve gerçekçi bir endişeyse o zaman belki seçiminde bir sorun olabilir. ama zaten evlenmeyi seçtiysen birazcık evham gibi duruyor. dert etme.
0
derdin tek eşlilik veya arkadaşlarla pes atamayacak olma korkusu olsa stresten endişe yapıyorsun derdim ama asosyal, izole yaşantını kaybetmekten korkuyorsan o konuda haklısın evet kaybetme ihtimalin çok yüksek.
evlilik çok sosyal bir ilişki türü, en basit günlük faaliyetler için bile iletişim halinde olman gerekiyor sürekli bir takım çalışması durumu var. bu zaten muhtemelen insan doğasına daha uygun bişeydir ama yalnızlığa alışmış, bireyselleşmiş ve bunu seven insanlar için çok zorlayıcı olabiliyor. bomboş eve gelip yalnız sakin bir gece geçirmek, bunun için özel bir plan program yapmak zorunda olmamak her ne kadar özgürlük değil sadece yalnızlık da olsa özgürlüğe benzer hafif bir hissi var ve onu özlüyor insan.
evlilik çok sosyal bir ilişki türü, en basit günlük faaliyetler için bile iletişim halinde olman gerekiyor sürekli bir takım çalışması durumu var. bu zaten muhtemelen insan doğasına daha uygun bişeydir ama yalnızlığa alışmış, bireyselleşmiş ve bunu seven insanlar için çok zorlayıcı olabiliyor. bomboş eve gelip yalnız sakin bir gece geçirmek, bunun için özel bir plan program yapmak zorunda olmamak her ne kadar özgürlük değil sadece yalnızlık da olsa özgürlüğe benzer hafif bir hissi var ve onu özlüyor insan.
0
normal. herkes yaşayacak diye bir şey yok, yaşanmaması da yaşanması kadar normal.
sonuçta müstakbel eşin senin nasıl biri olduğunu zaten biliyor, aşarsınız bunları. senin kendi alanın olur, onun kendi alanı olur. her dakika birlikte bir şey yapmanız gerekmez. evlenmeden önce bir süre birlikte yaşarsanız evliliğe daha kolay uyum sağlarsınız.
sonuçta müstakbel eşin senin nasıl biri olduğunu zaten biliyor, aşarsınız bunları. senin kendi alanın olur, onun kendi alanı olur. her dakika birlikte bir şey yapmanız gerekmez. evlenmeden önce bir süre birlikte yaşarsanız evliliğe daha kolay uyum sağlarsınız.
0
harry tuttle
lafı dolandırmayacağım.. Anket doldurmak antipatiktir. Ama 1 dakikanızı bile almayacak bir anketim var. Yardımcı olursanız minnettar kalırım..http://goo.gl/forms/JAotkkyhGH
lafı dolandırmayacağım.. Anket doldurmak antipatiktir. Ama 1 dakikanızı bile almayacak bir anketim var. Yardımcı olursanız minnettar kalırım..
goo.gl
goo.gl
0
şöyle kısa anketler yapmıyonuz ki. bak ne güzel 10 saniye sürdü bu. böyle devam.
0
harbiden kısalığı ile göz doldurdu. bir moda mesaj at da yukarı sabitlesin. millet de anket görsün.
0
Yalnızca doldurmakla kalmayıp, üzerinde epeyce düşündüm de. Benim için ufuk açıcı oldu.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
ufuk açıcı bi anket gerçekten :) kendimle yüzleştim resmen. ne kadarda gayrimenkul düşkünüymüşüm la.
0
1300ün altında maaş koymamışsın ama asgari ücret 1300 olmadı :) ve zaten bir sürü yerde insanlar asgari ücretin de altında çalışıyor
ama kısa anket sevdim 564654 soru yok mis
ama kısa anket sevdim 564654 soru yok mis
0
buffy de vampir sayılır
Duyuru bazında değil genel olarak soruyorum. Ben dilenciye para vermektense çalışıp emek harcayan insanlara bahşiş vermeyi tercih ediyorum. Berber çırağı olsun garson olsun.. Türkiye'de bahşiş kültürü baya az sanırım. Ne düşünüyorsunuz?
Duyuru bazında değil genel olarak soruyorum.
Ben dilenciye para vermektense çalışıp emek harcayan insanlara bahşiş vermeyi tercih ediyorum. Berber çırağı olsun garson olsun.. Türkiye'de bahşiş kültürü baya az sanırım. Ne düşünüyorsunuz?
Ben dilenciye para vermektense çalışıp emek harcayan insanlara bahşiş vermeyi tercih ediyorum. Berber çırağı olsun garson olsun.. Türkiye'de bahşiş kültürü baya az sanırım. Ne düşünüyorsunuz?
0
Bence haklisin. Kilini kipirdatamayacak durumda sakat, hasta olur anlarim. Aksi halde dilenciye para verilmez.
0
bugün 1 tane suriyeli kız verilen parayı bile beğenmedi metrobüste. ben vermem zaten hiçbir dilenciye para, yanımdaki kız verdi. 1 liraya yakın bir para ama burun kıvırdı dilenci. ağlama numarası falan yapıyor. lan nasıl sinir oldum. sanki insanlar bunlara para vermeye mecbur.
kız tam çıkardı dilenci kızdan kurtulmak için 1 lira daha verecekti, vermeyin dedim. engelledim. sonra da indiler metrobüsten dilenciler. dilencileri zaten sevmiyorum, bir de üstüne verileni beğenmeyen dilenciler çıktı piyasaya. oldu herkes size kazancının yarısını bağışlasın, siz sadece el açın.
kız tam çıkardı dilenci kızdan kurtulmak için 1 lira daha verecekti, vermeyin dedim. engelledim. sonra da indiler metrobüsten dilenciler. dilencileri zaten sevmiyorum, bir de üstüne verileni beğenmeyen dilenciler çıktı piyasaya. oldu herkes size kazancının yarısını bağışlasın, siz sadece el açın.
0
Dilenciye vereceğime muhtaç insanlara vermeye çalışıyorum. Suriyelileri ise dilenci olarak görmüyorum. Adamlar savaş olmasa buraya gelecek değillerdi diye düşünüyorum.
Bahşiş olayına girmeyelım geçen bununla ilgili bi başlık açmıştım dayak yicektim nerdeyse bahşiş veriyorum diye
Bahşiş olayına girmeyelım geçen bununla ilgili bi başlık açmıştım dayak yicektim nerdeyse bahşiş veriyorum diye
0
Suriye'de iç savaş 5 yıldır var ama ortalık 5 yaşından küçük bebelerle dolu. Evleri yok kalacak ülkeyi geçtim nerede yaptınız bu çocukları!
İnsanlara acı da nereye kadar!
İnsanlara acı da nereye kadar!
0
biz geçen arkadaşlarla işsizlikten ne yapacağımızı bilmez halde dolaşırken dedik gel şu dilenen yaşlı teyzeyi takip edelim bakalım ne yapıyor.
yarım saat takip ettik kadını. yarım saat yani 30 dakikada kadına 21 kişi para verdi. paraların miktarlarını göremedik ancak görebildiğimiz kadarıyla; 12 tanesi birden fazla madeni para, 3 tanesi kağıt para, gerisi de birer tane madeni para olmak üzere tahminimizce elleri toprak kokan bu teyzemiz 30 dakikada yaklaşık 40-45 lira para attı cebine.
teyze diyorum ama gücenmesin diye. kendisi bildiğin nineydi. takip etmek için onu seçmemizin sebebi de kendisine acımamız ve eğer kimse yüzüne bakmazsa elinden tutup yemek ısmarlama düşüncemizdi. göt olduğumuzla kaldık.
şimdi bu kadın senden benden iyi para kazanıyor. belli ki bunu meslek haline getirmiş. arkadaşlarım oralı olmadılar; olsaydılar, mesaisinin sonuna kadar takip edelim de neyin nesiymiş görelim teklifinde bulunmuştum, belki foyasını çıkartırdık ortaya.
demem o ki; bir insan, hele ki ayakta gezerek, dileniyorsa ona para vermeyin.
yarım saat takip ettik kadını. yarım saat yani 30 dakikada kadına 21 kişi para verdi. paraların miktarlarını göremedik ancak görebildiğimiz kadarıyla; 12 tanesi birden fazla madeni para, 3 tanesi kağıt para, gerisi de birer tane madeni para olmak üzere tahminimizce elleri toprak kokan bu teyzemiz 30 dakikada yaklaşık 40-45 lira para attı cebine.
teyze diyorum ama gücenmesin diye. kendisi bildiğin nineydi. takip etmek için onu seçmemizin sebebi de kendisine acımamız ve eğer kimse yüzüne bakmazsa elinden tutup yemek ısmarlama düşüncemizdi. göt olduğumuzla kaldık.
şimdi bu kadın senden benden iyi para kazanıyor. belli ki bunu meslek haline getirmiş. arkadaşlarım oralı olmadılar; olsaydılar, mesaisinin sonuna kadar takip edelim de neyin nesiymiş görelim teklifinde bulunmuştum, belki foyasını çıkartırdık ortaya.
demem o ki; bir insan, hele ki ayakta gezerek, dileniyorsa ona para vermeyin.
0
şahsen kış günü sokakta bütün gün durabilecek bi sağlığım yok. 3 saat dışarda dursam 2 hafta hastalanıp yatarım. çocuğum olsa kışı komple evde geçirtirim sanırım. çocuğunu getirip de cuma namazı çıkışında dilenen suriyeli benden kalıplıydı. hani vermezseniz döverim diyecek ama çekiniyor, bi gözünü kısmış ağlamaklı durmaya çalışıyor. benim götüm çıkacak şu vücutla para kazanacam diye. adam ayı gibi camide benden dilenecek. yok öyle. ama çöpten bi şey toplayan herkese bi 20lik fişeklerim içimden gelerek verdiğime mutlu olarak..
0
Sour, garsona bahşiş vermek dediğiniz gibi olabilir belki ama berber çırağına bahşiş verirken içim baya rahat çünkü baya az para veriyorlar onlara meslek öğretiyoruz zaten diye. Geçen traş olduğumda çırağın Suriyeli olduğunu anladım. 12 yaşındaymış çocuk, baya da zayıf. Dilense millet acır baya yani.. Buna rağmen çalışıyor çocuk alnının akıyla para kazanmaya çalışıyor..
İçim rahat bir şekilde bahşiş verdim.
İçim rahat bir şekilde bahşiş verdim.
0
Bence de verilmemeli. Ailemden tanık olan ve birkaç farklı kişiden de duyduğum bir örnek paylaşabilirim. İzmit'ten her sabah bir otobüs firması ile İstanbul'a dilenmeye gidip gelen yaşlı bir teyze varmış. Artık şoförler muavinler tanıyor bu kadını, ne yaptığını. Bakınız tek yön gidiş 18 lira. Günlük 36 liradan kadın ayda sadece 1080 lirayı (tabii her gün gittiğini varsayarak) yola veriyor.
Belki de siz ya da İstanbul'daki herhangi bir kişi bu kadına acıyıp - belki de ihtiyacı vardır deyip cüzi bi miktar bağışladınız. Tabii herkes aynı olamaz ama artık dilencilik bir meslek dalına dönüşmüş, bunu da unutmamak gerek.
Belki de siz ya da İstanbul'daki herhangi bir kişi bu kadına acıyıp - belki de ihtiyacı vardır deyip cüzi bi miktar bağışladınız. Tabii herkes aynı olamaz ama artık dilencilik bir meslek dalına dönüşmüş, bunu da unutmamak gerek.
0
buffy de vampir sayılır
Benimle sevişmez misin güzel bağyan gibi bi soru değil bu. Yani olumsuz yapı ile olumlu bir soru sormuyorum. Dün sorduğum bir sorudan dolayı life is drunk ın debeye girmesinden rahatsız olanların çok olduğunu fark ettim. Bir kısım yazar debede görünce basıyorum eksiyi yazmıştı. Debeye girmeden yapsa
Benimle sevişmez misin güzel bağyan gibi bi soru değil bu. Yani olumsuz yapı ile olumlu bir soru sormuyorum. Dün sorduğum bir sorudan dolayı life is drunk ın debeye girmesinden rahatsız olanların çok olduğunu fark ettim. Bir kısım yazar debede görünce basıyorum eksiyi yazmıştı. Debeye girmeden yapsak ya. Bir hafta boyunca debede görmesek zatı alilerini.
Evet, derdimi sikebilirsiniz.
Evet, işsizim.
Evet, derdimi sikebilirsiniz.
Evet, işsizim.
0
Tolkien, Şahsen benim kendisine bir önyargım yoktu düne kadar. Fakat debeden her entrisini, nickini görmeden beğenmiyordum ve eksiye basarken nickini görüyordum. Artık bi önyargım var ki aslında bunun adı önyargı olmuyo :)
0
Shedracon, örgütlenme olsun isterim. Olmadı tek başıma "seri eksi veren ibne" olurum :)
0
bir de ne hikmetse her konu hakkına komikli hüzünlü ilginç bir hikayesi oluyor
0
Bir de life is drunk başlığında şukela modunda okursanız "esinlendiğini" fark edersiniz. Bunu dün öğrendim. Jin misugiden "esinlenmiş" baya. Bundan dolayı bu meseleye girmiştim. Sinir oldum açıkçası. Emek hırsızlığı söz konusu kuvvetle muhtemel.
0
ben kendisini ne severim ne sevmem. entrylerini de çoğu zaman okumadan geçerim. ama debeye sokmayalım demek çok aciz geliyor. yine de daha çok oylanacak bir ya da birkaç entryle onun yerine sen girebilirsin debeye. kolay gelsin^^
0
ruhen hastayım, normal şartlar altında dediğinize katılırdım ama "esinlenme" söz konusu.
" Bir de life is drunk başlığında şukela modunda okursanız "esinlendiğini" fark edersiniz. Bunu dün öğrendim. Jin misugiden "esinlenmiş" baya. Bundan dolayı bu meseleye girmiştim. Sinir oldum açıkçası. Emek hırsızlığı söz konusu kuvvetle muhtemel. "
" Bir de life is drunk başlığında şukela modunda okursanız "esinlendiğini" fark edersiniz. Bunu dün öğrendim. Jin misugiden "esinlenmiş" baya. Bundan dolayı bu meseleye girmiştim. Sinir oldum açıkçası. Emek hırsızlığı söz konusu kuvvetle muhtemel. "
0
@buffy life is drunk kim ve o adamı neden burada savunuyorum inan ki bilmiyorum. ama esinlenmekle çalmak/hırsızlık yapmak aynı şey değil.
0
esinlenmeyi tırnak içine aldım ki esinlenmekten fazlası olduğu anlaşılsın diye. amacına ulaşamamış tırnaklar. neyse biraz daha ayrıntı olsun:
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
aynen başarısız bir jin misugi çakması herif. hayır gerçekten biraz komik olsa içim yanmayacak.
0
Olm derdiniz ne ya. Tamam sıkıcı düz entriler giriyor da bışverin naparsa yapsın. Beğenmiyorsanız engelleyin görmeyin
Ayrıca bugünkü bonibonlu entri dün yaptığım şemaya harfiyen uyuyor :)))
Ayrıca bugünkü bonibonlu entri dün yaptığım şemaya harfiyen uyuyor :)))
0
Kendisini zerre sevmem ve tüm entry'lerini okumadan geçerim; ancak bu tarz bir örgütlenme yapmak istemek daha rahatsız edici adamın entry'lerinden. Adam seni rahatsız ediyorsa okumadan geç. Çok şükür ki ilk birkaç cümlede kendini belli eden karakteristik bir yazma tarzı var. Direkt atla bir sonraki entry'ye. Ben öyle yapıyorum.
0
zam sampiyonu domates
mayıs gibi evleniyorum. 5 ay kadar önce nişan oldu. nişandan 1 ay önce tanıştık. adam baya iyi bir adam. biraz durgun ve sessiz.ben ona bir hediye almak istiyorum. hali vakti yerinde, firma sahibi. ona özel bir şey olsun istiyorum ama öyle kişiye özel kalem, cüzdan falan değil.şimdi gözlemlerime gör
mayıs gibi evleniyorum. 5 ay kadar önce nişan oldu. nişandan 1 ay önce tanıştık. adam baya iyi bir adam. biraz durgun ve sessiz.
ben ona bir hediye almak istiyorum. hali vakti yerinde, firma sahibi. ona özel bir şey olsun istiyorum ama öyle kişiye özel kalem, cüzdan falan değil.
şimdi gözlemlerime göre nelerden hoşlanıyor onu anlatayım
- osmanlıyı seviyor.
- alkol almaz, hacı.
- teknolojik aletlerden tablette okey oynamayı sever, başka bir şey görmedim.
- genelde marka giyinir.
- tesbih çeker, yüzük takar.
ben şimdi bu adama ne alayım?
yada size ne alınsa sevinirdiniz? böylede soralım. belki başka bir fikir çıkar.
ben ona bir hediye almak istiyorum. hali vakti yerinde, firma sahibi. ona özel bir şey olsun istiyorum ama öyle kişiye özel kalem, cüzdan falan değil.
şimdi gözlemlerime göre nelerden hoşlanıyor onu anlatayım
- osmanlıyı seviyor.
- alkol almaz, hacı.
- teknolojik aletlerden tablette okey oynamayı sever, başka bir şey görmedim.
- genelde marka giyinir.
- tesbih çeker, yüzük takar.
ben şimdi bu adama ne alayım?
yada size ne alınsa sevinirdiniz? böylede soralım. belki başka bir fikir çıkar.
0
oltu taşından çok şık ve zarif tesbihler var. ucunda tuğralı imamesi olan bir tesbh alabilirsin.
0
Mazeret dilekcesi +1
Hatta tesbihin bas kısmına ad ve soyad bas harflerini yazdırırsınız
Hatta tesbihin bas kısmına ad ve soyad bas harflerini yazdırırsınız
0
el yapımı tespih alabilirsin, güze lbir işleme, değerli bir taştan ama her el yapımı diyene kanmamak lazım, sonucta taşı ipe elle dizmek değil, taşa elle şekil vermek makbul olan.
0
0
empty man
Merhaba. Elimizde antika olduğunu düşündüğümüz ve üzerinde bir takım okuyamadığımız yazılar bulunan Yatağan kılıcı ve tüfek var. Tüfeğin dipçik arkası geyik boynuzu. Kapsüllü çifte çalışır durumda. 150-200 yıllık olduğunu tahmin ediyoruz. Yatağanın üzerinde garip simgeler var. Hala keskin. Hangi dev
Merhaba. Elimizde antika olduğunu düşündüğümüz ve üzerinde bir takım okuyamadığımız yazılar bulunan Yatağan kılıcı ve tüfek var. Tüfeğin dipçik arkası geyik boynuzu. Kapsüllü çifte çalışır durumda. 150-200 yıllık olduğunu tahmin ediyoruz. Yatağanın üzerinde garip simgeler var. Hala keskin. Hangi devire, hangi millete ait bilmiyoruz. İlgilenen arkadaşlar varsa yardımcı olabilirler mi?
Teşekkürler.
Tüfek: prntscr.com
Tüfek 2: prntscr.com
Tüfek 3 (dipçik): prntscr.com
Tüfek 4: prntscr.com
Kılıç: prntscr.com
Kılıç 2 (Yazısı): prntscr.com
Kılıç 3: prntscr.com
Kılıç 4 (yazısı): prntscr.com
Kılıç 5: prntscr.com
Kılıç 6: prntscr.com
Teşekkürler.
Tüfek: prntscr.com
Tüfek 2: prntscr.com
Tüfek 3 (dipçik): prntscr.com
Tüfek 4: prntscr.com
Kılıç: prntscr.com
Kılıç 2 (Yazısı): prntscr.com
Kılıç 3: prntscr.com
Kılıç 4 (yazısı): prntscr.com
Kılıç 5: prntscr.com
Kılıç 6: prntscr.com
0
Param olsa tüfeklerden birini alırdım :) yardımcı olabilecek biri çıkar umarım.
0
buffy de vampir sayılır
debeye göz attım da az önce, "kimse debe editi yapmamış la bugün" dedim kendi kendime, sonra sayayım dedim, 4 kişi debe edit yapmış. her zamankine göre az sanki değil mi?bir de, debe editi yapanlara uyuz oluyor musunuz?
debeye göz attım da az önce, "kimse debe editi yapmamış la bugün" dedim kendi kendime, sonra sayayım dedim, 4 kişi debe edit yapmış. her zamankine göre az sanki değil mi?
bir de, debe editi yapanlara uyuz oluyor musunuz?
bir de, debe editi yapanlara uyuz oluyor musunuz?
0
hayır uyuz olmuyorum. çoğu zaman farkındalık gerektiren başlıklardan debe editleri sayesinde haberim oluyor.
peki ben yapar mıyım? hayır yapmam.
ben daha çok entry debe'ye girince "entry'ni editleyip şunu ekler misin?" diye mesaj atanlara kılım.
peki ben yapar mıyım? hayır yapmam.
ben daha çok entry debe'ye girince "entry'ni editleyip şunu ekler misin?" diye mesaj atanlara kılım.
0
felaket uyuz oluyorum direk eksiyi basıyorum. entryi çok beğensem bile.
0
debe editlerini görmemek için sabah okuyorum debeyi. acayip nefret bir şey.
0
bir şeye uyuz olmak için bir sebep olması gerekir. şahsen sebebş olmadan veya sebebini belirtmeden uyuz olanların bir şeylerden etkilenip anlamsızca uyuz olduğunu sanıyorum. yani ben bir insana veya bir olaya uyuz oluyorsam bir sebebi olması gerekmez mi yahu? saçma değil mi durup dururken uyuz olmak? baksanıza, eğer ciddilerse herkes uyuz oluyor ama kimse de "şu yüzden" diyemiyor. sadece nedensizce uyuz oluyor.
ben hiç de uyuz olmuyorum. ayrıca gayet farkındalık yaratan edit'ler oluyor. ilk duyduğumda zannetmiştim ki debe'ye giren adam debe'ye girdikten sonra entry'yi editleyip bambakşa bir şey yazıyor. meğersem altına çok okunsun diye farkındalık yaratacak notlar alıyormuş. aman ne itici. gayet de faydalı, birçok yardım kampanyasından, dikkat çekilmesi gereken konudan bu sayede haberdar oldum.
ben hiç de uyuz olmuyorum. ayrıca gayet farkındalık yaratan edit'ler oluyor. ilk duyduğumda zannetmiştim ki debe'ye giren adam debe'ye girdikten sonra entry'yi editleyip bambakşa bir şey yazıyor. meğersem altına çok okunsun diye farkındalık yaratacak notlar alıyormuş. aman ne itici. gayet de faydalı, birçok yardım kampanyasından, dikkat çekilmesi gereken konudan bu sayede haberdar oldum.
0
Nedenlerini belirtmemiş olmaları bi nedeni olmadığı anlamına gelmez bence.
0
debe listelerini ilk haliyle editsiz olarak görmek için (sonradan silinen entryler dahil) sozlock.com a bakabilirsiniz.
sozlock.com
sozlock.com
0
yapmayayım diyorlar gene yapıyorlar. debe editine açıkça yasak getirilmesi lazım sözlük kurallarında. yoksa senelerce devam edicek bu saçmalık.
1-2 tanesini uçurucaksın, bir daha kimse yapmaz.
1-2 tanesini uçurucaksın, bir daha kimse yapmaz.
0
buffy de vampir sayılır
ben beğenmiyorum çoğunlukla. onun entrisi olduğunu anlamasam da beğenmiyorum anlasam da. yani ön yargım yok sanırım ona karşı. sizde durum nedir?beğendiğim entrileri de var tabi, hepsi için konuşmuyorum, çoğu için.
ben beğenmiyorum çoğunlukla. onun entrisi olduğunu anlamasam da beğenmiyorum anlasam da. yani ön yargım yok sanırım ona karşı. sizde durum nedir?
beğendiğim entrileri de var tabi, hepsi için konuşmuyorum, çoğu için.
beğendiğim entrileri de var tabi, hepsi için konuşmuyorum, çoğu için.
0
Bir şekilde sahip olduğu çevresi sayesinde şu an bu kadar popüler. Abartıldığını düşünüyorum. Ortalama bir yazar.
0
badiye eklediydim zamanında da o tür yazarları yok misugi, yok bilmem ney, artık beğenmiyorum çünkü belli bir metodları var hikaye yazıyorlar. bir yerden sonra basmakalıp hale geliyor. konular: fakirlik, aşk, iş, cahillik, toplumsal sınıflar, toplumsal adaletsizlik, tüketim, teknoloji. herkes gibi olan, herkesin düşünmüş olduğu şeyleri düşünen, okuyanda ay bence dee hissi yaratan şeyler ortak anılar bulucaksın. hepsini kar karıştır birkaç şaşırtıcı olay ekle iki şaka yap zaten oldu sana birkaç paragraf.
edit: aile çocukluk nostalji falan da var. baba falan olucak. böyle şefkatli ama sert. evde soba kestane falan olucak. bayram namazı, ölen dede. çok efsane şeyler. artık hepsi beyaz yakalı modern insan oldu mesela, hiç beyaz yakalı adam dedeyle bayram namazına gider mi :(
edit: aile çocukluk nostalji falan da var. baba falan olucak. böyle şefkatli ama sert. evde soba kestane falan olucak. bayram namazı, ölen dede. çok efsane şeyler. artık hepsi beyaz yakalı modern insan oldu mesela, hiç beyaz yakalı adam dedeyle bayram namazına gider mi :(
0
Hep aynı format ya. Nicki görünce es geçiyorum direkt.
0
denk geldiğimi hatırlıyorum ama badilere eklemedim. aklımda yer eden bir entry'si de yok. o kadar da beğenmemişim demek ki.
0
ben beğeniyorum. her entrysini değil ama debeye giren entrylerin çoğuna gülüyorum
0
ilk başlarda komik geliyordu ama kendini tekrar eden giriş-gelişme-birbirinin benzeri espriler sıktı artık. ve o kadar belli ki sallamasyon oldukları..
0
eskiden severdim, okurdum. hala takip ediyorum, badi listemde ama çok fazla baydı. yani şu geçen kaza yorumlayan kamyoncu dayı gibi oldu. hoş dayı kendini çok hızlı bir şekilde bozdu, 3.videoyu görmez ama o ayrı mevzu, yine de ne demek istediğim anlaşılıyordur. artık kabak tadı verdi ve kendini çok tekrarlamaya başladı. tabi birde jun misugi'den çarpıp yazdığına dair de söylentiler vardı bir ara. jun yazmayı azaltınca da bozulmuş da olabilir.
okuyorum scroll scroll scroll sonra bi bakıyorum onca methiyeyi berber hüseyin abi için yazmış. abv versin diyorum bunca duygulanımı berber hüseyin için mi yaşadın ve bize hissettirdin deyip eksiyi basıyorum artık.
okuyorum scroll scroll scroll sonra bi bakıyorum onca methiyeyi berber hüseyin abi için yazmış. abv versin diyorum bunca duygulanımı berber hüseyin için mi yaşadın ve bize hissettirdin deyip eksiyi basıyorum artık.
0
2-3 cümle okuyunca anlaşılıyor onun yazdığı. en aşağı inip ismi görünce sonraki entry'ye geçiş yapıyorum direkt.
0
hayır. gülmüyorum da, eğlenmiyorum da. debeden çıkartılması en büyük isteğim.
0
Jun misugi meselesini de bugün öğrendim ben de, life is drunk başlığında şukela moduna alayım bi dedim olayı öğrendim..
0
şu hep aynı tarz yazıyor diyenleri anlamıyorum. sonuçta bu yazıları bi kişi yazıyor. ne kadar farklı olabilir. her yazar kendi tarzını belirler. o zaman chuck palahniuk'ta "hep aynı yazıyor yaa" diyelim? troll'ün bile kendine ait tarzı varken hikaye yazan bi insanın neden çeşit çeşit tarzı olsun ki?
0
Okumadan direkt eksiliyorum. Biraz ekleme yapmasını oynamasını anlarım da bildiğin hikaye yazıyor adam. Bu uyduruk hikayelere gülenlerin nicklerini bilsem onları da eksilerim.
0
Debe'ye giren birkaç entry'yi görmüş ve "Ehehehee" ama ayrıntılı okumadım. Format konusunda da hononu gibi düşünüyorum, sözlük için kendini neden yenilesin ki? Kaldı ki Murakami'nin bir kitabını okurken 10. sayfada "Ben Murakami okuyorum" diyor insan, bu iyi veya kötü olduğu anlamına gelmez. Beğenilebilir, beğenilmeyebilir. Bu kadar nefreti anlayamadım.
0
Sevilmemesinin sebebi debe için yazıyor olması olabilir. Kendisi sanki yazmak için, paylaşmak için veya bilgi vermek için değil de sadece debeye girmek için yazıyor gibi bir izlenim oluştu bende bugün. Debeye girmenin formülünü bulmuş o formüle uyarak yazıyo gibi bi algı oluştu yazılanları okuyunca. Belki de budur sebebi..
Veya intihal-esinlenme den dolayı da sevilmiyor olabilir..
Veya intihal-esinlenme den dolayı da sevilmiyor olabilir..
0
buffy de vampir sayılır
Birkaç haftadır deniyorum farklı mail sağlayıcıları. Olmadı yahu, geç kalmışım. Neyse soruya geleyim. Soyad - memleket plaka kodu - ad denedim oldu. Resmi yazışmalarda vs bunu kullansam nasıl olur sizce? [email protected] gibi yani.
Birkaç haftadır deniyorum farklı mail sağlayıcıları. Olmadı yahu, geç kalmışım. Neyse soruya geleyim. Soyad - memleket plaka kodu - ad denedim oldu. Resmi yazışmalarda vs bunu kullansam nasıl olur sizce?
[email protected] gibi yani.
[email protected] gibi yani.
0
noktalı denedin mi?
ali.karaca ya da karaca.ali gibi? rakam olması pek hoş olmuyor.
ali.karaca ya da karaca.ali gibi? rakam olması pek hoş olmuyor.
0
0
şirket maili alsan nasıl olur? [email protected] gibi veya o araya istediğini yazabiliyorsun.
0
Rakamlj mailler bana resmiyetten cok uzak geliyor. Farkli bir sey tavsiye ederim. Atiyorum karacaa gibi. Yaraticiligimin zirvesinde degilim su an ama ad soyada gore kismi kisaltmali falan seylere yonel bence.
0
ad soyad tam kullanılmayacaksa ya da saçma sapan harf eklemeleriyle kullanılacaksa adres almaya hiç gerek yok benim gözümde de.
0
Şirket maili hariç dediklerinizi denedim. Şirket maili alamıyorum çünkü şirketim yok, bi de şirketi olmadan da alınabiliyo sanırım ama biraz pahalı diye duydum.. Teşekkür ederim herkese.
0
resmi yazışmalar için dedim bunu, normal yazışmalar için istersen dagdakicobanayazgozlebakankuzu diye al yani :)
0
Eğer önemliyse yıllık 50 liraya falan domain ve hosting alıp kendi domaininden bir mail oluşturabilirsin. Mesela [email protected] gibi. Bunu da kullanım kolaylığı açısından gmaile yönlendirirsin, ayrıca gmaile gönderen adresi olarak da [email protected]'u tanıtırsın gayet güzel olur. En resmi ve en iyi böyle olur.
0
@outlook belki olur.
benim 5 harfli [email protected]'um var hehe
ismin mehmet yilmaz gibi bi şeyse normal tabi.
benim 5 harfli [email protected]'um var hehe
ismin mehmet yilmaz gibi bi şeyse normal tabi.
0
mevcut maillerinden birisine protonmail'den davetiye iste. 1 hafta içinde geliyor. o 1 hafta bir şekilde idare edersin zaten, sonrasında daha havalı bir mailin olur. protonmail davetiye usulüyle çalıştığı ve çok yeni olduğu için yüksek ihtimalle ad-soyad kombinasyonunuz henüz alınmamıştır.
0
Yıllık 25 tl'ye domain adresi alıp kendi emailini yarat. Email forwarding hizmeti ile ek ücret olmadan gmail adresine yönlendir. Namecheap.com'da var bu hizmet.
benim email adresim mail@(ismim).com şeklinde. Kardeşimin de öyle. Çok eğlenceli.
ama en iyisi domain satın alıp yandex'e bağlamak.
domain.yandex.com
benim email adresim mail@(ismim).com şeklinde. Kardeşimin de öyle. Çok eğlenceli.
ama en iyisi domain satın alıp yandex'e bağlamak.
domain.yandex.com
0
[email protected]
gibi kullanıyorum. çoğu yerde kodluyorum izmir samsun manisa
gibi.
kardeşimin maili de şöyle
[email protected]
dedim ona benim gibi yapalım yok dedi.
kolay gelsin
gibi kullanıyorum. çoğu yerde kodluyorum izmir samsun manisa
gibi.
kardeşimin maili de şöyle
[email protected]
dedim ona benim gibi yapalım yok dedi.
kolay gelsin
0
domain al, 20 lira.
yandexe devret, beleş.
istedigin kadar @domain.com olarak mail açarsın.
yandexe devret, beleş.
istedigin kadar @domain.com olarak mail açarsın.
0
Protonmail.ch adresine git, listeye gir. Hem cok güvenli ve temiz bir adres, hem de betada oldugundan her ad neredeyse su an bosta.
Johndoe adi bile yoktu gecen haftaya kadar sen düsün. Ilk alinanlardan biri bu.
Bu arada adim soyadimda okulumda iki tane, soyadimdan sinifimda 5 tane daha vardi. Sen düsün, isim soyad vs her sey alinmis. Sonuna 81 ili denedim eskiden, alinmis, böyle is mi olur. Noktali alirsan sikinti, noktayi unutup baskasina mail atarlar, gmailde noktali alamazsin da zaten.
Care protonmail
Johndoe adi bile yoktu gecen haftaya kadar sen düsün. Ilk alinanlardan biri bu.
Bu arada adim soyadimda okulumda iki tane, soyadimdan sinifimda 5 tane daha vardi. Sen düsün, isim soyad vs her sey alinmis. Sonuna 81 ili denedim eskiden, alinmis, böyle is mi olur. Noktali alirsan sikinti, noktayi unutup baskasina mail atarlar, gmailde noktali alamazsin da zaten.
Care protonmail
0
kimlik fotokopinizle nic.tr'ye başvurun adisoyadi.com.tr domain adresi alın. ben size mail için ücretsiz hosting sağlarım. böylece [email protected] vs. vs. istediğiniz kombinasyonda mail alabilirsiniz.
0
0
buffy de vampir sayılır
eskiden bu kadar çabuk uyuşmazdı. bir iki dakka bacak bacak üstüne atayım, ayağa kalktığımda düşecek gibi oluyorum. sonra bi yere tutunmam gerekiyor, yürüyemiyorum bir iki dakika kadar. resmen dizimin orası baya bi işlem dışı kalıyor. bunun sebebi ne olabilir? eskiden de bacak bacak üstüne atardım,
eskiden bu kadar çabuk uyuşmazdı. bir iki dakka bacak bacak üstüne atayım, ayağa kalktığımda düşecek gibi oluyorum. sonra bi yere tutunmam gerekiyor, yürüyemiyorum bir iki dakika kadar. resmen dizimin orası baya bi işlem dışı
kalıyor. bunun sebebi ne olabilir? eskiden de bacak bacak üstüne atardım, uzun süre geçse bile çok bir şey olmazdı. nadiren uyuşurdu, çabucak geçerdi uyuşukluk..
teşekkürler..
kalıyor. bunun sebebi ne olabilir? eskiden de bacak bacak üstüne atardım, uzun süre geçse bile çok bir şey olmazdı. nadiren uyuşurdu, çabucak geçerdi uyuşukluk..
teşekkürler..
0
bilmiyorum ki, bir doktora görünmek istesem hangi uzmana görünmem lazım? teşekkür ederim.
0
şekere de baktır. uyuşma ve şeker bağlantılı derlerdi bir ara. ailede varsa şekeri olan. ya da kilo problemin varsa o tarz şeylerle ilintili olabilir. ve elbette dolaşım sorunu olabilir.
0
kilo sorunum yok. şeker de yok hocam, birkaç ay önce başka bir sebepten baktırmıştım.
0
kumulatifvergimatrahi
ilan da silinmiş.
ilan da silinmiş.
0
signore
taksi şoförü A, taksirli bir şekilde birine çarpıyor. sonra korkup, çarptığı kişiyi bırakıp kaçıyor. çaptığı kişi ölüyor. burada tck 83- kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi var. buraya kadar tamam. ama bizim dersimize giren hoca, A bu olayda ayrıca taksirle yaralama'dan da sorumlu tutulur
taksi şoförü A, taksirli bir şekilde birine çarpıyor. sonra korkup, çarptığı kişiyi bırakıp kaçıyor. çaptığı kişi ölüyor.
burada tck 83- kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi var. buraya kadar tamam. ama bizim dersimize giren hoca, A bu olayda ayrıca taksirle yaralama'dan da sorumlu tutulur diyor. yani 2 ayrı fiil olduğunu, bu yüzden taksirle yaralama (md. 89) + ihmali davranışla kasten öldürmeden (md. 83) ceza verileceğini kabul ediyor. ama okuldaki diğer bir ceza hukuku hocası da tek fiil olduğunu, o yüzden sadece md. 83'ten sorumlu tutabileceğimizi söylüyor.
uygulamada hangisini kabul ediyor yargıtay? bilen var mı?
burada tck 83- kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi var. buraya kadar tamam. ama bizim dersimize giren hoca, A bu olayda ayrıca taksirle yaralama'dan da sorumlu tutulur diyor. yani 2 ayrı fiil olduğunu, bu yüzden taksirle yaralama (md. 89) + ihmali davranışla kasten öldürmeden (md. 83) ceza verileceğini kabul ediyor. ama okuldaki diğer bir ceza hukuku hocası da tek fiil olduğunu, o yüzden sadece md. 83'ten sorumlu tutabileceğimizi söylüyor.
uygulamada hangisini kabul ediyor yargıtay? bilen var mı?
0
İkinci hocanın dediği daha makul bence, sadece 83 diyen.
Ama notu: hukukçu değilim.
Ama notu: hukukçu değilim.
0
TCK'da genel kural suçların gerçek içtimaıdır, yani “kaç tane fiil varsa o kadar suç, kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır” Bunun istisnası aynı neviden fikri içtima(zincirleme suç) ve ya farklı neviden fikri içtima halleridir.
Fikri içtima
Madde 44
-
(1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.
google da fikri içtima iye aratırsanız bir çok örnek ve makale çıkıyor kopyalayıp şeyapmayayım dedim.
Fikri içtima
Madde 44
-
(1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.
google da fikri içtima iye aratırsanız bir çok örnek ve makale çıkıyor kopyalayıp şeyapmayayım dedim.
0
bence ortada tek suç söz konusu.
ihmali davranış kişinin kendisine kanun tarafından yüklediği bir eylemi yerine getirmemesinden ya da önceden yapılan davranışın başkasının sağlığı ile ilgili tehlikeli bir durum oluşturması durumlarında söz konusu olur. yani siz yolda yatan araba çarpmış birini görüp yola devam ederseniz kasten öldürmeden ceza almazsınız fakat çarpıp kaçan kişi alır. bu durum o tehlikeye çarpan kişinin sebep olması nedeniyle kendisine yüklenen sorululuk ile ilgili.
bu bağlamda bakılınca; taksirle yaralama suçu zaten ihmali davranışla kasten öldürme suçunun oluşması için gerekli bir durum. ancak bu durumda "kasten öldürme" suçundan bahsedilebilir çünkü.
o nedenle bence yaralama suçu, ihmali davranışla öldürme suçundan ayrı bir suç teşkil etmez. tek suç oluşturur.
ihmali davranış kişinin kendisine kanun tarafından yüklediği bir eylemi yerine getirmemesinden ya da önceden yapılan davranışın başkasının sağlığı ile ilgili tehlikeli bir durum oluşturması durumlarında söz konusu olur. yani siz yolda yatan araba çarpmış birini görüp yola devam ederseniz kasten öldürmeden ceza almazsınız fakat çarpıp kaçan kişi alır. bu durum o tehlikeye çarpan kişinin sebep olması nedeniyle kendisine yüklenen sorululuk ile ilgili.
bu bağlamda bakılınca; taksirle yaralama suçu zaten ihmali davranışla kasten öldürme suçunun oluşması için gerekli bir durum. ancak bu durumda "kasten öldürme" suçundan bahsedilebilir çünkü.
o nedenle bence yaralama suçu, ihmali davranışla öldürme suçundan ayrı bir suç teşkil etmez. tek suç oluşturur.
0
hocam fikri içtimaı biliyorum ama bizim hoca burada 2 fiil var diyor işte. neticeli suçlarda netice sayısı fiil sayısını, fiil sayısı da suç sayısını belirliyor.
1. fiil (icra suretiyle)- (taksirle) çarpma ------------ 1. netice: yaralanma
2. fiil (ihmal suretiyle)- (kasten)hastaneye götürme yükümlülüğünü yerine getirmeme ---------- 2. netice: ölüm
ama yaralama ile ölüm de geçitli suçlar falan. ilginç durum bu ya. hakim görüş tek fiil ve tek ceza (md. 83) diyor galiba.
1. fiil (icra suretiyle)- (taksirle) çarpma ------------ 1. netice: yaralanma
2. fiil (ihmal suretiyle)- (kasten)hastaneye götürme yükümlülüğünü yerine getirmeme ---------- 2. netice: ölüm
ama yaralama ile ölüm de geçitli suçlar falan. ilginç durum bu ya. hakim görüş tek fiil ve tek ceza (md. 83) diyor galiba.
0
halitkin
konunun ayrıntıları şurada: https://eksisozluk.com/entry/45325579özet geç piç diyenler için özet geçiyorum. 2000'lerin başında (lise yeni bitmiş) arkadaşımın abisinin aracılığı ile telefonda tanıştık kendisiyle ve haftada bir kaç gün sürekli aradı muhabbet ettik. bu olay yaz boyunca sürdü. bir nokta
konunun ayrıntıları şurada: eksisozluk.com
özet geç piç diyenler için özet geçiyorum. 2000'lerin başında (lise yeni bitmiş) arkadaşımın abisinin aracılığı ile telefonda tanıştık kendisiyle ve haftada bir kaç gün sürekli aradı muhabbet ettik. bu olay yaz boyunca sürdü. bir noktadan sonra abi-kardeş noktasına geldik sonra numaralarını değiştirdi ve bir anda ortadan kayboldu.
şimdi düşünüyorum da çok ilginç geliyor. koskoca tarkan üstelik karma albümü sayesinde en popüler zamanlarındayken neden 17 yaşında bir çocukla telefonda saatlerce muhabbet etti aklım almıyor.
özet geç piç diyenler için özet geçiyorum. 2000'lerin başında (lise yeni bitmiş) arkadaşımın abisinin aracılığı ile telefonda tanıştık kendisiyle ve haftada bir kaç gün sürekli aradı muhabbet ettik. bu olay yaz boyunca sürdü. bir noktadan sonra abi-kardeş noktasına geldik sonra numaralarını değiştirdi ve bir anda ortadan kayboldu.
şimdi düşünüyorum da çok ilginç geliyor. koskoca tarkan üstelik karma albümü sayesinde en popüler zamanlarındayken neden 17 yaşında bir çocukla telefonda saatlerce muhabbet etti aklım almıyor.
0
belki etrafındaki çıkarcı insanlardan farklı, saf bir arkadaşlığı olsun istiyordu.
0
Devilred in aynısını diyecektim.
Dürüst olacağını düşünmüştür ona karşı. Ne de olsa çıkarın veya zararın söz konusu değil.
Dürüst olacağını düşünmüştür ona karşı. Ne de olsa çıkarın veya zararın söz konusu değil.
0
cinsel çağrışımlara açık bir hikaye gibi görünüyor ama o tarz bir şey olmadığına göre kariyerine zarar vermeyecek birine içini dökmek istiyordur belki de. tanımadığımız insanlara kimseye anlatamadığımız şeyleri kolayca anlatırız ya, böyle bir durum olabilir. o yıllarda türkiye'nin en ünlü insanı olduğunu düşünürsek böyle bir ihtiyacı olması normal. ama seni neden seçti, neden iletişimi kesti gibi bilinmezler oldukça düzgün bir tahmin yürütmek zor.
0
seni vilyasina davet edip gazoz icirdigi oldu mu hic? aklima micheal jackson`un malikanesinde agirladigi sabiler geldi.
0
o da bişey mi; kızılderililer saatlerce dağlan taşlan sohbet ediyorlar. adam seni normal insan saymış ve sohbet etmiş senle.
0
işletildiğimi düşünmüyorum. hem arkadaşımdan teyit aldım hem de ben aradığımda ulaşamazdım zaten. kadının biri çıkıp menajeri olduğunu söyleyip tarkan bey sizi arayacak diyordu. sonra tarkan gizli numaradan arıyordu. işletmek isteyen biri neden 3 ay boyunca hemen hemen her gün beni arayıp kimbilir kaç tl'lik fatura ödesin? üstelik özel hayatına dair çok fazla bilgi veriyordu.
lise arkadaşımı yıllar sonra facebook'tan bulunca ilk sorduğum şey tarkan muhabbeti oldu. o da izah etti. amcasının mı dayısının mı ne o zamanlar çalıştığı plak şirketiyle tarkan da çalışıyormuş o şekilde tanışmışlar. "şimdi görüşüyor musunuz?" dediğimde 3 yıldır görüşmediğini söyledi arkadaş. tarkan'ın başka plak şirketiyle çalışmaya başladığını o zamandan beri de diyaloglarının olmadığını söyledi. söylediğine göre arkadaşımın aranjör olan bir arkadaşının elinden tutmuş ve yardımcı olmuş.
lise arkadaşımı yıllar sonra facebook'tan bulunca ilk sorduğum şey tarkan muhabbeti oldu. o da izah etti. amcasının mı dayısının mı ne o zamanlar çalıştığı plak şirketiyle tarkan da çalışıyormuş o şekilde tanışmışlar. "şimdi görüşüyor musunuz?" dediğimde 3 yıldır görüşmediğini söyledi arkadaş. tarkan'ın başka plak şirketiyle çalışmaya başladığını o zamandan beri de diyaloglarının olmadığını söyledi. söylediğine göre arkadaşımın aranjör olan bir arkadaşının elinden tutmuş ve yardımcı olmuş.
0
konsomatrix
selamlar, lösev ve tegv' e her ay elimden geldiğince bağış yapmak istiyorum. akbank internet bankacılığıyla nasıl bağış yapabilirim bu vakıflara?teşekkürler..
selamlar, lösev ve tegv' e her ay elimden geldiğince bağış yapmak istiyorum. akbank internet bankacılığıyla nasıl bağış yapabilirim bu vakıflara?
teşekkürler..
teşekkürler..
0
Her ay o dekontlarla yeni bir duyuru hesabı alabilirsiniz bu arada :)
0
bazı dernekler aylık düzenli ödeme kaydı alıyorlar. bir kez kayıt olduğunda, her ay aynı gün hesaptan ya da kredi kartından sabit miktarda para çekiliyor. örneğin darüşşafaka'da bu türlü bir uygulama var. böylesi oldukça pratik oluyor.
0
ya lösev'e zamanında ben de cok bagıs yapıyordum ama bazı seyler okuduktan sonra suphem oluştu. bu mevzuyu bilen aydınlatırsa cok sevinirim.
onun dısında cydd de bagıs konusunda sıkıntı cekiyor baya, tegv'den zor durumda yanlıs bilmiyorsam. onu da aklınızda bulundurum lutfen.
cogunun sitesinden kredi kartıyla ya da yazan iban'a internet bankacılıgı ile yollayabilirsiniz, bence hep aynı yerlere yapmaktansa her ay imkanlar olcusunde farklı bi kuruma yapmak daha garanti olur.
onun dısında cydd de bagıs konusunda sıkıntı cekiyor baya, tegv'den zor durumda yanlıs bilmiyorsam. onu da aklınızda bulundurum lutfen.
cogunun sitesinden kredi kartıyla ya da yazan iban'a internet bankacılıgı ile yollayabilirsiniz, bence hep aynı yerlere yapmaktansa her ay imkanlar olcusunde farklı bi kuruma yapmak daha garanti olur.
0
humancentipad
yeter artık bir noktası bir zamanı yok mu bunun? yani bunu bu kadar zor kılan nedir anlamadım gitti. ne kadar daha zor olacak? enerjim de artmadı, tat alma duygum da artmadı, pek bir değişiklik yok hayatımda. 4 gün sonra 2 ay olacak hayatıma tek etkisi günler saatler çok daha uzun geliyor. uzun yaşı
yeter artık bir noktası bir zamanı yok mu bunun? yani bunu bu kadar zor kılan nedir anlamadım gitti. ne kadar daha zor olacak?
enerjim de artmadı, tat alma duygum da artmadı, pek bir değişiklik yok hayatımda. 4 gün sonra 2 ay olacak hayatıma tek etkisi günler saatler çok daha uzun geliyor. uzun yaşıyorum evet. bir de mutsuz birisi oldum çıktım. yani küçük bir kıvılcım arıyorum yine başlamak için. 2 ayı da bir köşeye atasım yok zaten zor oldu. bir de 7 lira (kent switch) x 56 kârdayım tabi.
enerjim de artmadı, tat alma duygum da artmadı, pek bir değişiklik yok hayatımda. 4 gün sonra 2 ay olacak hayatıma tek etkisi günler saatler çok daha uzun geliyor. uzun yaşıyorum evet. bir de mutsuz birisi oldum çıktım. yani küçük bir kıvılcım arıyorum yine başlamak için. 2 ayı da bir köşeye atasım yok zaten zor oldu. bir de 7 lira (kent switch) x 56 kârdayım tabi.
0
ilk iki ay rüyalarımda sigara içiyordum. yavaş yavaş azalıyor sonra psikolojik baskısı. sırf meşgale olsun diye spora başlamıştım sırf o yüzden. 2 senedir spor yapıyorum hayvan gibi oldum şimdi, sigara da içmedim hiç bu sayede, disiplin kazandırdı çünkü. yerine illaki bişey koymak lazım bence bu bağımlılığın.
0
Ben bıraktığım zaman, sigaraya harcadığım parayı kendime harcadım hep. O parayla hafif lükse kaçan şeyler alıp şımarttım kendimi. Böyle giderse sigaraya gidecek paralarla kendime iki yıl sonra şunu alabilirim gibi hesaplar yaptım... Bunlar yardımcı oldu bana açıkçası. Size de olabilir.
0
yaa arkadas tam 56 gun olmus super iste. motive ol. sakin s*kip atma bu kdar emegi. cikar aklindan. baska seylerle mesgul olmaya calis.
0
kendince senelerce sigarayı bırakma teorileri üratmiş biri olarak söyleceklerim var
1 bakın öncelikle sigarayı bırakıp hayatımızın değişmesini beklemiyoruz önce hayatımızı değistirip sonra sigarayı bırakmaya çalışıyoruz örneğin spora (yüzme koşu vb)başlayıp aynı zamanda sigarayı bırakmaya çalışmak gibi sigar bırakma konusundaki artılarını spor yaparsranız görürsünüz
2 unutmanın gücü evet unutmanın gücü şimdi bir sandelye çekin ve karşınızdaki masaya bir patates ve ya patlıcan gibi sebzeler koyun :) ve on beş dakika sadece bu patetesi düşünmeye çalışın bunu bşarmanız imkansız dolayısıyla insan beyni sürekli bir zaman içinde sadece aynı şeyi düşünerek kalamaz bu da demek oluyor ki aklınıza sigara gelince birazdan bu düşüncenin kaybolacağına emin olabilrsiniz
tam anlatabildim mi emin değilim ama umarım yardımcı olur
1 bakın öncelikle sigarayı bırakıp hayatımızın değişmesini beklemiyoruz önce hayatımızı değistirip sonra sigarayı bırakmaya çalışıyoruz örneğin spora (yüzme koşu vb)başlayıp aynı zamanda sigarayı bırakmaya çalışmak gibi sigar bırakma konusundaki artılarını spor yaparsranız görürsünüz
2 unutmanın gücü evet unutmanın gücü şimdi bir sandelye çekin ve karşınızdaki masaya bir patates ve ya patlıcan gibi sebzeler koyun :) ve on beş dakika sadece bu patetesi düşünmeye çalışın bunu bşarmanız imkansız dolayısıyla insan beyni sürekli bir zaman içinde sadece aynı şeyi düşünerek kalamaz bu da demek oluyor ki aklınıza sigara gelince birazdan bu düşüncenin kaybolacağına emin olabilrsiniz
tam anlatabildim mi emin değilim ama umarım yardımcı olur
0
"aa yeter artık yakıyorum" noktasına geldiysen ya da gelmek üzereysen orta halli bir elektronik sigara al, hem mutlu hem dumansız bir hayata merhaba de.
0
spesifik gün sayısı vermenden, kıvılcım arıyorum demenden bana x gün sonra yakarsın gibi geliyor o sigarayı ama şaşırtmanı isterim doğrusu. Allah göstermesin sevdiğin bir insan vefat eder, birisine çok sinirlenirsin ya da aşırı keyifli bir ortamda olursun bir bakmışsın sigaraya sarılmışsın. seneler sonra başlayanlar bile olabiliyor, ama pişman değilim diyen duymadım, sonraki pişmanlıkların aklına gelsin sigara yakacağın zaman ve bu verdiğin emek.
ha bir de sigarayı nikotin içeren bir alternatifle ikame edenlerden geleneksel sigaraya tekrar başlamayan ya da içmeyen görmedim ben, belki tek tük vardır, bu böyle bir meret işte.
ha bir de sigarayı nikotin içeren bir alternatifle ikame edenlerden geleneksel sigaraya tekrar başlamayan ya da içmeyen görmedim ben, belki tek tük vardır, bu böyle bir meret işte.
0
elimde üç örnek kişi var konuyla alakalı,
sigarayı bırakalı 20 seneden fazla olan bir yakınım,yanında içildiğinde "hala canım çekebiliyor ya!" diyor ama bıraktığı günden bu yana ağzına sürmedi mereti,
bir başka akrabam-ki en saygı duyduğum örneklerdendir bu mevzuda-, bir gün biten sigara paketini,"bu son paketimdi" diyerek duvara astı,"artık paydos!" dedi ve bunu yaptığından bu güne on seneden fazla oldu, değil canının çekmesi yanında içildiğinde rahatsız oluyor,son örneğim;dokuz ay sonra maalesef bıraktığı yerden sigarayı alan bir olumsuz örnek.demem o ki;iş ne kadar iradeli olduğunuzla alakalı bence,sağlam durmakta yarar var,hem iki ay dayanabilen kişinin devamını getirememesi için neden yok.
sigarayı bırakalı 20 seneden fazla olan bir yakınım,yanında içildiğinde "hala canım çekebiliyor ya!" diyor ama bıraktığı günden bu yana ağzına sürmedi mereti,
bir başka akrabam-ki en saygı duyduğum örneklerdendir bu mevzuda-, bir gün biten sigara paketini,"bu son paketimdi" diyerek duvara astı,"artık paydos!" dedi ve bunu yaptığından bu güne on seneden fazla oldu, değil canının çekmesi yanında içildiğinde rahatsız oluyor,son örneğim;dokuz ay sonra maalesef bıraktığı yerden sigarayı alan bir olumsuz örnek.demem o ki;iş ne kadar iradeli olduğunuzla alakalı bence,sağlam durmakta yarar var,hem iki ay dayanabilen kişinin devamını getirememesi için neden yok.
0
ben de iki hafta önce bıraktım, giderek daha az aklıma geliyor. bende fiziksel bir zararını görmemiştim (çabuk yorulma, kalitesiz uyku vs) dolayısıyla bu açından da bir iyileşme yok. motivasyon kalemlerim ise şöyle:
1) www.youtube.com
2) her aklıma geldiğimde şu kadar gündür içmiyorum şu kadar lira kardayım diye hesap yapıp mutlu oluyorum (zam gelmiş bir de)
3) çevremdeki alakalı alakasız herkese bıraktığımı söyledim, dolayısıyla başlarsam "noldu dayanamadın di mi" diyemesinler diye düşünüyorum
4) evde kedim var. kışın ev çok sık havalandırılmıyor tabi. pasif içici olmuştu hayvan. ben işteyken de soluyordu o pis havayı.
5) iş yerindeki otlakçılardan kurtuldum, haberi olmayanlar geldiğinde "sigara yok" demek çok mutlu ediyor beni
6) anneme söyledim o da çok mutlu oldu
7) elimin altında hep ay çekirdeği mevcut, acil durumlarda ona yöneliyorum
8) bitki çayı içiyorum sürekli, bildiğiniz üzere sigara isteği açlıkmış gibi tezahür ediyor. yemek yemek kilo aldırıyor, bunun yerine kalorisiz bir şeyler içmek de isteği köreltiyor.
1) www.youtube.com
2) her aklıma geldiğimde şu kadar gündür içmiyorum şu kadar lira kardayım diye hesap yapıp mutlu oluyorum (zam gelmiş bir de)
3) çevremdeki alakalı alakasız herkese bıraktığımı söyledim, dolayısıyla başlarsam "noldu dayanamadın di mi" diyemesinler diye düşünüyorum
4) evde kedim var. kışın ev çok sık havalandırılmıyor tabi. pasif içici olmuştu hayvan. ben işteyken de soluyordu o pis havayı.
5) iş yerindeki otlakçılardan kurtuldum, haberi olmayanlar geldiğinde "sigara yok" demek çok mutlu ediyor beni
6) anneme söyledim o da çok mutlu oldu
7) elimin altında hep ay çekirdeği mevcut, acil durumlarda ona yöneliyorum
8) bitki çayı içiyorum sürekli, bildiğiniz üzere sigara isteği açlıkmış gibi tezahür ediyor. yemek yemek kilo aldırıyor, bunun yerine kalorisiz bir şeyler içmek de isteği köreltiyor.
0
foster
ben degilim sanirim sevgili galyalilar.ya siz?mutluysaniz, neden, nasil, niye, ne zaman ve ne kadar ?
ben degilim sanirim sevgili galyalilar.
ya siz?
mutluysaniz, neden, nasil, niye, ne zaman ve ne kadar ?
ya siz?
mutluysaniz, neden, nasil, niye, ne zaman ve ne kadar ?
0
Cik mitliyim
Evimi, isimi, esimi,kedimi, kendimi her biseyimi cok seviyorum bu aralar, bir de indirimle 15 rl ye muhtesem otesi bir paspas aldim onun da etkisi olabilir:))
Evimi, isimi, esimi,kedimi, kendimi her biseyimi cok seviyorum bu aralar, bir de indirimle 15 rl ye muhtesem otesi bir paspas aldim onun da etkisi olabilir:))
0
mutsuzum, belirsizlikler var, hatta hayatım belirsizliklerden ibaret olmaya
başladı ve bu çok canımı sıkıor.
başladı ve bu çok canımı sıkıor.
0
Mutsuz değilim ama mutlu olduğumu da söyleyemem. Mutlu olduğum anlar ise genelde görmek istediğim kişileri gördüğüm anlar oluyor. Ama uzun da sürmüyor bu mutluluk.
0
Hanımımla birlikte çay içip O Ses Türkiye yılbaşı özel programının tekrarını izliyoruz. Tabii ki mutluyum.
0
şu an çok değil ama eski şirketimden paramı çektiğim an çok mutlu olucam.
0
mutsuzluktan ölüyorum. bu yıl işlerim yolunda gider ve hayalimi gerçekleştirebilirsem mutlu olabileceğim. ama şu an için çökmüş vaziyetteyim ve sabrediyorum.
0
mutsuzum. yalnız olduğum, kendimle kaldığım her an mutsuzum, bir yerde bir bozukluk var bilmiyorum. bunu çözmek için çaba göstermeye dahi en ufak mecalim yok, bu beni daha da mutsuz ediyor. kendime zarar vermem sanırım ama bazen bir şey olsa da ölüp gitsem diyorum. ama şunu fark ettim belki işine yarar: insan kötüyüm dedikçe cidden daha kötü oluyor. kötü olmayı ödevini yapmamış bir çocuğun son anda hasta olup buna sevinmesi gibi bir bahane haline getiriyorsun. bazı tutarsızlıklarına bir kılıf uyduruyorsun ve düzelmek için çabalamaktansa "ben iyi değilim, buna hakkım var" demek daha kolay geliyor. birinin seni çekip çıkarmasını beklemeye başlıyorsun ama öyle biri yok.
0
@kul
yasiyorsun canlisin nefes aliyorsun. bir silkinsen. bi kere daha baslasan. yenilenip tazelenmek icin yarini denemesen de simdi baslasan ?
bende mutsuzum ama degistirmek istiyorum. degismez mi bu ? bu dunyanin kahri hep bize miii
yasiyorsun canlisin nefes aliyorsun. bir silkinsen. bi kere daha baslasan. yenilenip tazelenmek icin yarini denemesen de simdi baslasan ?
bende mutsuzum ama degistirmek istiyorum. degismez mi bu ? bu dunyanin kahri hep bize miii
0
Karışık. Ne mutluyum ne mutsuzum. Gazı varmış gibi hissediyorum. Bi çıksa rahatlayacakmışım sanki...
0
kronik yalnızlık. arkadaşım yok. vardı kayboldular yada ben uzaklaştım. yenilerini beğenmiyorum, yalnız kalmayı kötü ilişkilere tercih ediyorum. güzel ve iyi bir insanla tanışmayı umut ediyorum.
0
Cok mutluyum.
Mutluluk dış nedenlere bağlı olarak degismez ve gelişmez, degismemeli ve gelişmemeli.
Yani "mutluluk içimizde" meselesi.
Ama bu uzun bir konu tabii.
Mutluluk dış nedenlere bağlı olarak degismez ve gelişmez, degismemeli ve gelişmemeli.
Yani "mutluluk içimizde" meselesi.
Ama bu uzun bir konu tabii.
0
@blatta hiberna
sen optimist bi abiye benziyorsun. kisaca azda olsa bahsetsene, hic yilmiyor musun ?
@hasmetizm 2046
benimde hic arkadasim yok :)
sen optimist bi abiye benziyorsun. kisaca azda olsa bahsetsene, hic yilmiyor musun ?
@hasmetizm 2046
benimde hic arkadasim yok :)
0
"Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır. O da mutlu olmak için burada olduğumuzu sandığımızdır"
0
Mutlu olmam gerekiyor ama öyle hissetmiyorum, mutsuzum. İlerisinde yapacağımı bilemediğim bir level'a eriştim hayatta, sevmediğim işlerde yıllarım geçecek, araya bir de çocuk sıkışacak, hem koca hem çocuk yani min. 2 çocuğa bakıp arkalarını toplayarak ömrüm geçecek, sonra da Allah bilir ne şekilde yaşlanıp elden ayaktan düşerek öleceğim.
Öyle işte.
Öyle işte.
0
is yerinde insanlara nasilsiniz demek yerine, mutlu musun diye soruyorum,
deli muamelesi goruyorum. burda hepiniz cevap verdiniz.tesekkurler
deli muamelesi goruyorum. burda hepiniz cevap verdiniz.tesekkurler
0
foster, sorma insanlara çünkü kimse buna cevap vermek istemez, özellikle mutsuzsa.
genel anlamda mutsuzum. ama kedim şapşiklikleriyle beni mutlu ediyor, bir o var sanırım hala mutlu edebilen.
genel anlamda mutsuzum. ama kedim şapşiklikleriyle beni mutlu ediyor, bir o var sanırım hala mutlu edebilen.
0
İş yerindeki insanlara niye mutlu olup olmadıklarını soruyorsun ki?
Antidepresan sırıtışı ile gezen beyaz yakalılardan biri gelip bu soruyu bana sorsa, ünvanına bağlı olarak içimden küfrederim veya dışımdan terslerim (Evet bu kafayla herkesi tersleyebilecek konumdaki bir ünvana ... gelirim orası doğru).
Antidepresan sırıtışı ile gezen beyaz yakalılardan biri gelip bu soruyu bana sorsa, ünvanına bağlı olarak içimden küfrederim veya dışımdan terslerim (Evet bu kafayla herkesi tersleyebilecek konumdaki bir ünvana ... gelirim orası doğru).
0
mutsuzum ve vicdan azabına benzer birşey çekiyorum. sanki herşeyin sorumlusu benmişim gibi.
0
Enkaz gibiyim, mutsuzum. Ama ters giden şeyleri düzeltmek için ufak adımlarla da olsa çaba sarf etmeye çalışıyorum.
0
@ihan
bence nasilsin cok yalandan bir soru.en azindan insanlar boyle davraniyor.
mutlu musun daha kapsamli bir soru sanki.
gercekten iyi olup olmadigini merak ettigim icin soruyorum.
bence nasilsin cok yalandan bir soru.en azindan insanlar boyle davraniyor.
mutlu musun daha kapsamli bir soru sanki.
gercekten iyi olup olmadigini merak ettigim icin soruyorum.
0
bu optimistlik değil aslında.
ama günlük moral bozuklukları, keyifsizlik dışında genel mutsuzluk genelde özdeğersizlik ve kendini temelde sevmeme gibi nedenlerle oluşuyor.
bunun nedeni de aileden aktarılanlar, travmalar, anılar gibi bir sürü şey olabilir.
yani illa "bugün işten atıldım, çok mutsuzum" gibi bir şey olmak zorunda değil.
hayatında her şey normaldir, ama yine kişi mutsuzdur mesela.
mutlu olmanın kaynağı, kişinin kendini kayıtsız ve şartsız olarak sevmesi, kendine değer vermesidir.
mutsuzluk normal değildir, yani insanın doğal hali neşe ve mutluluktur.
eğer mutsuzluk varsa, o an gözle görülmese bile kaynağı da vardır.
yani uzun lafın kısası, hayata yayılan temel mutluluk, bilinçlilikle ve farkındalıkla ulaşılabilinecek bir şey.
çünkü hayat böyle depresyonda geçirilecek, kendi küçük dünyanda dolaşıp durularak geçirilecek bir şey değil, hayat yaşanacak bir şey.
dolayısıyla mutsuz olmak, temelde yani bilinçaltında yaşamakla ilgili sorun olması demektir.
yaşamak istememek, yaşamaktan korkmak, istediği gibi yaşayamayacak olduğunu düşünüp yaşamaktan vazgeçmek vs.
ama ülkemizde özdeğer sorunu yaşayan insan sayısı çok fazla.
bunun da işte kültürle, geleneklerle, aile yapısıyla, aile yapısından dolayı bireyselleşmekte zorlanma ve bireyselleşememe gibi şeylerle ilgisi var.
özet olarak; görüntüde yetişkin bir insan, bilinç olarak yetişkinliğe erişemeyip, çocuk ya da ergen bilincinde kalırsa, o insan mutsuz olur.
ki ülkeden verdiğim örnek de buydu zaten.
çünkü bahsettiğim kültür, gelenek, aile yapıları vs bireyi yetişkin bilincine hazırlamakta yetersiz kalıyor.
ülke ergen bilincinde olan yetişkin görünümlü erkekler ve çocuk bilincinde olan yetişkin görünümlü kadınlarla dolu.
bu da eşittir mutsuz insanlar ve dolayısıyla mutsuz toplum.
(not: bu yazı, duyuruya cevap vermiş kişilerden bir ya da birkaçına cevaben yazılmamıştır, sadece bazı bilgilere dayanan bir bakış açısıdır.)
ama günlük moral bozuklukları, keyifsizlik dışında genel mutsuzluk genelde özdeğersizlik ve kendini temelde sevmeme gibi nedenlerle oluşuyor.
bunun nedeni de aileden aktarılanlar, travmalar, anılar gibi bir sürü şey olabilir.
yani illa "bugün işten atıldım, çok mutsuzum" gibi bir şey olmak zorunda değil.
hayatında her şey normaldir, ama yine kişi mutsuzdur mesela.
mutlu olmanın kaynağı, kişinin kendini kayıtsız ve şartsız olarak sevmesi, kendine değer vermesidir.
mutsuzluk normal değildir, yani insanın doğal hali neşe ve mutluluktur.
eğer mutsuzluk varsa, o an gözle görülmese bile kaynağı da vardır.
yani uzun lafın kısası, hayata yayılan temel mutluluk, bilinçlilikle ve farkındalıkla ulaşılabilinecek bir şey.
çünkü hayat böyle depresyonda geçirilecek, kendi küçük dünyanda dolaşıp durularak geçirilecek bir şey değil, hayat yaşanacak bir şey.
dolayısıyla mutsuz olmak, temelde yani bilinçaltında yaşamakla ilgili sorun olması demektir.
yaşamak istememek, yaşamaktan korkmak, istediği gibi yaşayamayacak olduğunu düşünüp yaşamaktan vazgeçmek vs.
ama ülkemizde özdeğer sorunu yaşayan insan sayısı çok fazla.
bunun da işte kültürle, geleneklerle, aile yapısıyla, aile yapısından dolayı bireyselleşmekte zorlanma ve bireyselleşememe gibi şeylerle ilgisi var.
özet olarak; görüntüde yetişkin bir insan, bilinç olarak yetişkinliğe erişemeyip, çocuk ya da ergen bilincinde kalırsa, o insan mutsuz olur.
ki ülkeden verdiğim örnek de buydu zaten.
çünkü bahsettiğim kültür, gelenek, aile yapıları vs bireyi yetişkin bilincine hazırlamakta yetersiz kalıyor.
ülke ergen bilincinde olan yetişkin görünümlü erkekler ve çocuk bilincinde olan yetişkin görünümlü kadınlarla dolu.
bu da eşittir mutsuz insanlar ve dolayısıyla mutsuz toplum.
(not: bu yazı, duyuruya cevap vermiş kişilerden bir ya da birkaçına cevaben yazılmamıştır, sadece bazı bilgilere dayanan bir bakış açısıdır.)
0
Bu haftanın mutluluk vesilesi yeni espresso makinem oldu. Bir paket kahve bitirdim. Pazar sahilde kar üstünde 11k da koşunca kafam güzel oldu. Akşamki trafiğe kadar iyiyim.
0
@blatta hiberna
hocam goruslerinizi paylastiginiz icin cok tesekkur ederim. ozguven/ozdeger konusunda o kadar haklsiiniz ki, bir insan ancak bu kadar hakli olur.
yazinizi notalarim arasina kaydettim tekrar tekrar okuyacagim.
yalniz anlayamadigim bir mevzu bahis soz konusu. cocuk bilincinde olmak neden kotu ? boyle bir durum bende de var. sosyal hayata adapte olamiyorum. kendimi bir kumeye dahil edemiyorum vs.
cocuk ruhunda kalmak cok aci evet ama neden yanlis bunu tam anlayamadim. yetiskin bilinci diye bahsedilince aklimda daha ciddi ve sevimsiz bir tablo olusuyor.
tesekkurler.
hocam goruslerinizi paylastiginiz icin cok tesekkur ederim. ozguven/ozdeger konusunda o kadar haklsiiniz ki, bir insan ancak bu kadar hakli olur.
yazinizi notalarim arasina kaydettim tekrar tekrar okuyacagim.
yalniz anlayamadigim bir mevzu bahis soz konusu. cocuk bilincinde olmak neden kotu ? boyle bir durum bende de var. sosyal hayata adapte olamiyorum. kendimi bir kumeye dahil edemiyorum vs.
cocuk ruhunda kalmak cok aci evet ama neden yanlis bunu tam anlayamadim. yetiskin bilinci diye bahsedilince aklimda daha ciddi ve sevimsiz bir tablo olusuyor.
tesekkurler.
0
rica ederim...
içindeki çocuğu yaşatmak ve korumakla, çocuk bilincinde olmak aynı şey değil çünkü.
yetişkin bilincindeki kişi; kendi gücünün farkında olan ve bunu yönetebilen, kendine göre iyi kötü bir yol tutturmuş, kendi başına ayakta kalabilen, kendine yeten, dolayısıyla sorumluluk konusunda sorunu olmayan, hedeflerle hareket eden, bireysel bağımsızlığını kazanmış insan demektir.
bu da özgüveni doğurur otomatik olarak.
dolayısıyla ikili ve sosyal ilişkiler de daha sağlıklı gelişir, sevgi konusundaki problemler azalır.
çünkü bu insanlar sevgiyi hem karşısındaki kişi/kişilere, hem de içinde bulunduğu topluma aktarmakta sıkıntı çekmez.
yani hayatın getirdikleriyle, ailenin istekleriyle, başkasının dedikleriyle, toplum dayatmalarıyla, içgüdüleriyle yaşamaz; seçimler yaparak yaşar.
bu da daha "güçlü" biri olmak demektir.
mesela "ay yaşım geldi, anne/baba olmam, evlenmem lazım" yerine, kendini bir çocuk yetiştirebilecek kapasitede gördüğünde çocuk yapmak ya da birini gerçekten sevdiğinde, aşık olduğunda evlenmek gibi.
ama sen çocuk bilincinde kalırsan, yetişkin görünümlü çocuk olursun.
beklentilerle, dolayısıyla hayal kırıklıklarıyla yaşarsın.
başkalarını mutlu edip, kendi içindeki boşluğu doldurmaya yönelirsin, çünkü kendi içinde çelişkilerin olur, kendini okuyamazsın.
sorumluluk üstlenmek istesen de bunu gerçekleştirmekte zorlanırsın.
tek başına ayakta kalamazsın, ebeveynlerine ya da başkalarına ihtiyaç duyarsın.
önceden yazdığım ailevi miraslar hayatında yer etmeye devam eder.
mesela bizim ülkedeki anne-oğul ilişkisi buna en güzel örneklerden biri.
erkeklerin büyümesine izin vermiyorlar.
bir yandan da tamamen içgüdüye hitap eden hormonal düzeyde erkeklik pompalıyorlar.
dolayısıyla bilinçaltı düzeyde annesinden kopamamış, ama diğer yandan kendini yalnızca kasık bölgesinde çok erkek hisseden, özgüvensiz ve aslında kafası karışık çocuk adamlar türüyor.
yani bu durum, bir kadını sevmenden, işinde başarılı olmaya kadar gider.
birey olamazsın.
ama burada önemli olan bu geçişi neden yapamadığın konusunda farkındalık kazanmak.
yani sen neden hâlâ çocuk bilincindesin?
seni oraya bağlayan, orada tutan şey ne?
bu değişebilir mi?
değişebilirse nasıl değişir?
gibi şeyleri incelemek lazım.
içindeki çocuğu yaşatmak ve korumakla, çocuk bilincinde olmak aynı şey değil çünkü.
yetişkin bilincindeki kişi; kendi gücünün farkında olan ve bunu yönetebilen, kendine göre iyi kötü bir yol tutturmuş, kendi başına ayakta kalabilen, kendine yeten, dolayısıyla sorumluluk konusunda sorunu olmayan, hedeflerle hareket eden, bireysel bağımsızlığını kazanmış insan demektir.
bu da özgüveni doğurur otomatik olarak.
dolayısıyla ikili ve sosyal ilişkiler de daha sağlıklı gelişir, sevgi konusundaki problemler azalır.
çünkü bu insanlar sevgiyi hem karşısındaki kişi/kişilere, hem de içinde bulunduğu topluma aktarmakta sıkıntı çekmez.
yani hayatın getirdikleriyle, ailenin istekleriyle, başkasının dedikleriyle, toplum dayatmalarıyla, içgüdüleriyle yaşamaz; seçimler yaparak yaşar.
bu da daha "güçlü" biri olmak demektir.
mesela "ay yaşım geldi, anne/baba olmam, evlenmem lazım" yerine, kendini bir çocuk yetiştirebilecek kapasitede gördüğünde çocuk yapmak ya da birini gerçekten sevdiğinde, aşık olduğunda evlenmek gibi.
ama sen çocuk bilincinde kalırsan, yetişkin görünümlü çocuk olursun.
beklentilerle, dolayısıyla hayal kırıklıklarıyla yaşarsın.
başkalarını mutlu edip, kendi içindeki boşluğu doldurmaya yönelirsin, çünkü kendi içinde çelişkilerin olur, kendini okuyamazsın.
sorumluluk üstlenmek istesen de bunu gerçekleştirmekte zorlanırsın.
tek başına ayakta kalamazsın, ebeveynlerine ya da başkalarına ihtiyaç duyarsın.
önceden yazdığım ailevi miraslar hayatında yer etmeye devam eder.
mesela bizim ülkedeki anne-oğul ilişkisi buna en güzel örneklerden biri.
erkeklerin büyümesine izin vermiyorlar.
bir yandan da tamamen içgüdüye hitap eden hormonal düzeyde erkeklik pompalıyorlar.
dolayısıyla bilinçaltı düzeyde annesinden kopamamış, ama diğer yandan kendini yalnızca kasık bölgesinde çok erkek hisseden, özgüvensiz ve aslında kafası karışık çocuk adamlar türüyor.
yani bu durum, bir kadını sevmenden, işinde başarılı olmaya kadar gider.
birey olamazsın.
ama burada önemli olan bu geçişi neden yapamadığın konusunda farkındalık kazanmak.
yani sen neden hâlâ çocuk bilincindesin?
seni oraya bağlayan, orada tutan şey ne?
bu değişebilir mi?
değişebilirse nasıl değişir?
gibi şeyleri incelemek lazım.
0
ben de yasamayi sevmemekten kaynaklanan umarsizliktan, rahatliktan, ne olacaksa olsunculuktan cikan bir mutluluk var, depresif yanimla catisma halindeler ama.
0
mutlu olmak neydi, onu bile unutmuş olabilirim. küçücük geçici heveslerle mutlu etmeye çalışıyorum kendimi ama hayatımın temeli mutsuzluk üzerine bina edilmiş sanki kurtarmıyor.
0
@blatta hiberna
hocam gaz vermek gibi olmasinda super tespitler ve aciklamalar ile aydinlattiniz durumu. yazdiklarinizi okurken kendimi gordum.
sorunu tespit edince en azindan cozmek icin bir umudunuz oluyor. cok tesekkur ederim. inanilmaz faydali oldu bu acidan bakmak.
@inhiraf
intihar safhasina kadar geldiysen, artik herseyden umudunu kestiysen neden olanca gucunle saldirmiyorsun ?
kendine zarar ver demiyorum, yanlis anlama. ama kaybedecek bir seyin kalmamis senin dusuncene gore. e o zaman cok rahat olman gerekmez mi ?
mesela git durduk yere yeni insanlarla tanis, otostopla dunyayi gez. zaten besiktasta ev bile alamayacakmissin. sevmedigin iste zorlamanin alemi ne ?
baska rota cizsene kendine.
hocam gaz vermek gibi olmasinda super tespitler ve aciklamalar ile aydinlattiniz durumu. yazdiklarinizi okurken kendimi gordum.
sorunu tespit edince en azindan cozmek icin bir umudunuz oluyor. cok tesekkur ederim. inanilmaz faydali oldu bu acidan bakmak.
@inhiraf
intihar safhasina kadar geldiysen, artik herseyden umudunu kestiysen neden olanca gucunle saldirmiyorsun ?
kendine zarar ver demiyorum, yanlis anlama. ama kaybedecek bir seyin kalmamis senin dusuncene gore. e o zaman cok rahat olman gerekmez mi ?
mesela git durduk yere yeni insanlarla tanis, otostopla dunyayi gez. zaten besiktasta ev bile alamayacakmissin. sevmedigin iste zorlamanin alemi ne ?
baska rota cizsene kendine.
0
ne olacak yau
arkadaşlar ingiizce seviyem şöyle yds den 65 aldım. şimdi beni çok zorlamayacak anlamayabilirim ama sözlük kullanırım sorun değil ingilizce ilgimi çekecek bir kitap önerisi istiyorum. konu tarih olabilir, politik konulardan oluşan makaleler olabilir vs. böyle konularda anlatımı çok zor olmayan ve in
arkadaşlar ingiizce seviyem şöyle yds den 65 aldım. şimdi beni çok zorlamayacak anlamayabilirim ama sözlük kullanırım sorun değil ingilizce ilgimi çekecek bir kitap önerisi istiyorum. konu tarih olabilir, politik konulardan oluşan makaleler olabilir vs. böyle konularda anlatımı çok zor olmayan ve internetten satın alabileceğim bi kitap tavsiyesi istiyorum.
şimdiden teşekkür ederim.
şimdiden teşekkür ederim.
0
Bi nebze zorlayabilir ama, The Picture of Dorian Gray'ın çok hoş bir üslubu var. Benim ilk okuduğum ingilizce kitaptı, büyük bir zevkle okumuştum.
0
hocam the picture of dorian gray ın konusu nedir yani ilgimi çekmezse yarım bırakmayayım diye söylüyorum.
0
Dorian Gray var, portresi var. Portresi yaşlanıyor:)
Çok fazla olay yok, daha çok üslup ve tesbitler sürükleyici.
Çok fazla olay yok, daha çok üslup ve tesbitler sürükleyici.
0
Sherlock Holmes diyecektim tam ama demişler zaten.. Kolay pdf bulursunuz sherlock okursanız
0
turunu sever misiniz bilmem ama harry potter serisinin dili cok basit ve surukleyici. filmleri de izlemisseniz konuya asina oldugunuzdan kolayca okursunuz diye dusunuyorum.
0
fuck is a four letter word
selamlar,benim ve sevgilimin aileleri/tanıdıkları farklı şehirlerde. düğün yapmak istemediğimiz için iki şehirde de nikah yapmak istiyoruz. daha önce yapmış olan ya da bilen birileri varsa yardımcı olabilir mi?teşekkürler.
selamlar,
benim ve sevgilimin aileleri/tanıdıkları farklı şehirlerde. düğün yapmak istemediğimiz için iki şehirde de nikah yapmak istiyoruz. daha önce yapmış olan ya da bilen birileri varsa yardımcı olabilir mi?
teşekkürler.
benim ve sevgilimin aileleri/tanıdıkları farklı şehirlerde. düğün yapmak istemediğimiz için iki şehirde de nikah yapmak istiyoruz. daha önce yapmış olan ya da bilen birileri varsa yardımcı olabilir mi?
teşekkürler.
0
mümkün değil bildiğim kadarıyla. ben bir çanakkalede düğün istanbulda nikah yapacağım. siz de böyle bir şey yapabilirseniz imkan varsa.
0
Nikah üstüne nikah olmuyor :)
Benim arkadaşım öyle İstanbul'da kına yaptı. 60-70 m2 lik bir konferans salonu kiraladı. Kına kaftanından önce abiye giyerler genelde benim arkadaş gelinliğini giydi. Önce gelinlik ve damatlıkla girdiler salona. Sonra kına kıyafetleri ile kına yakıldı. Ardından tebrik ve takı töreni.. Öyle göbek atmalı değildi sade ve çok hoştu.
Erkek tarafının memleketinde de nikah + düğün oldu. Siz erkek memleketinde sadece nikah yaparsınız o tarafın tebriklerini de nikahta alırsınız böylece.
Benim arkadaşım öyle İstanbul'da kına yaptı. 60-70 m2 lik bir konferans salonu kiraladı. Kına kaftanından önce abiye giyerler genelde benim arkadaş gelinliğini giydi. Önce gelinlik ve damatlıkla girdiler salona. Sonra kına kıyafetleri ile kına yakıldı. Ardından tebrik ve takı töreni.. Öyle göbek atmalı değildi sade ve çok hoştu.
Erkek tarafının memleketinde de nikah + düğün oldu. Siz erkek memleketinde sadece nikah yaparsınız o tarafın tebriklerini de nikahta alırsınız böylece.
0
önce bir şehirde nikah yapıp sonra boşanıp diğer şehirde bir daha nikah yapabilirsiniz. onun dışında imkansız
0
Benim anlamadığım olay niye herkes mümkün değil demiş. Belediyenin olmayan bir salon kiralarsınız. Bir tane büyük defter, bir tane de cüppe verin birine formaliteden nikahınızı kıysın. İlkinde gerçek yaparsınız ikincide sahte. Ne olacak ki? Kim nerden bilecek gerçek olup olmadığını?
0
Bu işi yapan tiyatro öğrencileri falan oluyor. En az biri numaradan olmak zorunda. Sıkıntı olmaz.
0
yapamazsın ama nikahlardan birinde oyuncu bulup, veya ağzı laf yapan sevdiğiniz yakın arkadaş da olur nikahmış gibi yapabilirsiniz.
0
nemo problemo
istanbul ikea'dan bi ofis koltuğu alcam. demonte olarak veriyorlar. kargo ücreti çok fazla olduğu için alternatif olarak otobüs ile getirtmek istiyorum. böyle bir şey var mı? yada ne tür önerileriniz var?
istanbul ikea'dan bi ofis koltuğu alcam. demonte olarak veriyorlar. kargo ücreti çok fazla olduğu için alternatif olarak otobüs ile getirtmek istiyorum. böyle bir şey var mı? yada ne tür önerileriniz var?
0
Taşıyor çoğu. Ben kurumsal olmayan firmalarla gönderdim bi şeyler. Kurumsal firmalarda durum nedir bilemiyorum.
0
sen yolculuk yapacaksan kargo bölümüne koyarsın yok yolculuk yapmayacaksan özelden rica edersin 3-5 bahşiş verirsin götürürler ama karşıdan birinin karşılaması lazım yoksa varınca nereye teslim etsin.
Bi ara yasaktı taşımak ama bahşişle falan belki kabul eder.
Bi ara yasaktı taşımak ama bahşişle falan belki kabul eder.
0
Nilüfer turizm ücretiyle taşıyor olması lazım, metro turizm de. hatta her ikisinin de kargo bölümleri var ayrı, ancak sadece otogara kadar falandır muhtemelen
0
damdanakan
sbYolda dinleyeceğim.
sb
Yolda dinleyeceğim.
Yolda dinleyeceğim.
0
0
die krupps'un the machinists of joy albümüne bayılıyorum ben, bu ara sürekli onu dinliyorum. sever misin bilmem, almanlıktan ve endüstriyelden tat alan duyurucu sayısı oldukça az maalesef.
0
Spotify varsa, biri tüm zamanların en güzel 500 şarkısı listesini koymuştu. Listenin adı da Tamtakır 500 gibi bir şeydi sanırım. Baktım şimdi, Tam Takır 500 imiş. Onu bol bol dinliyorum.
0
0
gino the original
Dün bir tanesini daha çektirdim ama aradan 24 saat geçmesine rağmen kanama hâlâ tam olarak durmadı.Öyle foşur foşur bir kan akmıyor elbette ama her saat başı gazlı bezi yeniliyorum ve her çıkarttığım bez hafif kanlı çıkıyor. - Bu olağan bir durum mudur? (Olağan ise, ne zamana kadar olağan? Yani en g
Dün bir tanesini daha çektirdim ama aradan 24 saat geçmesine rağmen kanama hâlâ tam olarak durmadı.
Öyle foşur foşur bir kan akmıyor elbette ama her saat başı gazlı bezi yeniliyorum ve her çıkarttığım bez hafif kanlı çıkıyor.
- Bu olağan bir durum mudur? (Olağan ise, ne zamana kadar olağan? Yani en geç ne zamana durur bu kanama?)
- Kan yutmak zararlı mıdır? Boğazımda oluşan tahrişin sebebi bundan mı ileri gelmektedir?
Öyle foşur foşur bir kan akmıyor elbette ama her saat başı gazlı bezi yeniliyorum ve her çıkarttığım bez hafif kanlı çıkıyor.
- Bu olağan bir durum mudur? (Olağan ise, ne zamana kadar olağan? Yani en geç ne zamana durur bu kanama?)
- Kan yutmak zararlı mıdır? Boğazımda oluşan tahrişin sebebi bundan mı ileri gelmektedir?
0
20lik için özel olarak bilmiyorum ama son diş çektirdiğimde 24 saat kanamaya devam etti, doktor da foşur foşur kanamıyorsa sızıntı şeklindeyse normaldir dedi. kanı da tükürmeyin yutun dedi zararı olacağını sanmam.
0
kanı tükürürseniz kanama devam eder diye duymuştum. tükürmeyin .
0
devamlı kanama değil de akıntı şeklinde kan gelmesi normal bir durum. Ben de çektirdim ordan biliyorum.
bende 2 günde geçmişti kanama olayı. Ama 1 hafta boyunca ağzıma hafif bir kan tadı gelmişti.
bende 2 günde geçmişti kanama olayı. Ama 1 hafta boyunca ağzıma hafif bir kan tadı gelmişti.
0
Cevap soruda gizli surekli tampon koydugun icin kaniyor. Yarim saat bi tane koyup isirip sonra atacaksin sizinti seklinde kan gelirse de yutacaksin tamponu yeniledikce pihti olususumunu kopartiyosun
0
.sızıntı şeklindeki kanama normal-evet 24 sürmesi biraz uzun olmuş-
.kanını yutman lazım hiçbir zararı yok, tükürdüğün taktirde -kas aktivasyonu ile- ve sürekli tamponu yenilemen halinde-pıhtıyı bozman sebebiyle- kanama devam eder.
.çekim sırasında ağzın kuruduysa tahriş ondandır.
.kanını yutman lazım hiçbir zararı yok, tükürdüğün taktirde -kas aktivasyonu ile- ve sürekli tamponu yenilemen halinde-pıhtıyı bozman sebebiyle- kanama devam eder.
.çekim sırasında ağzın kuruduysa tahriş ondandır.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
Bende bu hic yok. Siz nasil yapiyorsunuz? Iki adimlik yere de gidecek olsam 25 kurus cikmasa bile utana sikana soyluyorum admasa hic takmiyor aslinda. Bunun ideali nedir minibuse az biniyorum ve genelde bindikten sonra 1 en fazla 2 dk sonra iniyorum. Tam para mi vermeli ne varsa onu mu vermeli alt l
Bende bu hic yok. Siz nasil yapiyorsunuz? Iki adimlik yere de gidecek olsam 25 kurus cikmasa bile utana sikana soyluyorum admasa hic takmiyor aslinda. Bunun ideali nedir minibuse az biniyorum ve genelde bindikten sonra 1 en fazla 2 dk sonra iniyorum. Tam para mi vermeli ne varsa onu mu vermeli alt limit nedir?
0
Gideceğin yeri söyleyerek uzatacaksın paranı, ona göre keser üstünü verir. Ankara'da böyle en azından.
0
Ben de ankaradayim. Mesela tandogandan maltepe pazarina 1.5 versem sover mi.
0
1.5 versen sövebilir çünkü dolmuşun minimum ücreti 1.5 lira değildir. Ama dolmuşçular kendi aralarında bazı bölgelerde daha ucuz taşıyabiliyor. Sen taksi mantığıyla işlemesini istiyorsun sanırım, o iş öyle olmuyor. Dediğim gibi "1 kişi maltepe pazarı" diye uzatırsan, ne kadar kestiğine bakarsın. Zaten tam ücret almazlar ama 1.5 lira da almaz sanırım.
0
Minibüsün en düşük mesafe ücreti sabit zaten. Sen minibüse binip ücreti uzatıp 10 metre sonra da insen o parayı alır senden. Eksik verirsen "Varsa x lira/kuruş daha ver" der. "Yok abi" dersen tavrına göre "Canın sağ olsun" da diyebilir hamurdanabilir de. En düşük mesafe ücreti nedir bilmiyorum bu arada ben hep 50 liralık biniyorum.
0
